KÖPEKLERDE EVRİM |
Köpek, insana şempanzeden
daha çok benziyor. Bilim adamları köpeğin ilk olarak hangi tarihte ve nerede
evcilleştirildiğini tartışa dursun, son araştırmalar köpeğin iyice
insanlaştığını gösterdi.
Çok değil, bundan 15-20 yıl
öncesine kadar köpekler sadece sokaklarda dolaşan, çöplerle beslenen zaman
zaman da insanlara saldıran tehlikeli varlıklardı. Kuduz tehlikesine karşı
belediye görevlileri tarafından acımasızca vurulur ya da zehirli köftelerle
zehirlenir ve çöp kamyonlarına fırlatılarak toplanırdı. Bu tavır azalarak da
olsa sürüyor.
Fakat son yıllarda birden
bire moda olmaya başlayan evde köpek besleme alışkanlığıyla birlikte köpeklere
yapılan eziyetler azalır gibi oldu. Öyle ki bir zamanlar hor görülen,
taşlanarak kovalanan zavallı köpek bugün daha çok büyük kentlerin seçkin
semtlerinde ailenin önemli bir bireyi haline geldi. Özel kuaförleri,
tuvaletleri ve otelleri var. Hatta sahibinin mesleğine özenerek gazeteciliğe
başlayan bir köpek yazarımız da insanlara akıl veriyor
Ülkemizde köpek- insan
dostluğu yeniden keşfedildi.
Oysa bu dostluk çok eskilere
dayanıyor. İsveçli moleküler biyolog Peter Savolainen'ın son araştırmasına
göre, insan ve köpek arasındaki ilk yakınlaşma bundan 15 000 yıl önce doğu
Asya'da başlamış. Savolainen'ın Kunming'deki (Çin) kalıntılar üzerindeki
analizi, yüz kiloluk Saint Bernard köpeğinden, basık burunlu ve salyalı buldog
ve çevik tazı köpeğine kadar tüm cinslerin tek bir gen havuzundan doğduğunu
gösteriyor.
Analiz, yalnızca anneden
mitokondrilere geçen kalıtımın incelenmesine dayanmakta. Avrupa, Asya, Afrika
ve Asya'da incelenen 654 köpeğin verileri 38 Avrasya kurduyla
karşılaştırıldığında, köpeğin taş devrinin sonlarına doğru evcilleştirildiği
anlaşılmış.
En eski köpek kalıntısını
bulduklarını iddia eden arkeologlar ilginç bir biçimde birbirinden farklı
tarihler veriyor. Anadolu'daki en eski köpek belgesi M.Ö.9000 yılına ait.
Neolitik dönem insanları Çatalhöyük'teki bir tapınak duvarına avcıyla köpeğini
birlikte resmetmişler.
İtalyan araştırmacılar, DNA
analizleri sonucunda kurdun 10 000 -14 000, köpeğin ise yaklaşık olarak 3500
yıllık bir geçmişi olduğunu açıkladılar. En eski köpek kalıntısını bulduklarını
iddia eden Alman bilim adamları Ren kıyısındaki Oberkassel buluntu yerinden
çıkarmış oldukları bir köpek çenesinin 14 000 yıllık olduğunu savunuyorlar. 12
000 yıllık bir mezarda bir kadınla birlikte gömülen köpek yavrusunu
değerlendiren Tel Aviv Üniversitesi'nden Tamar Dayan'a göreyse bu buluntu,
köpeğin ilk kez Yakındoğu'da evcilleştirildiğine işaret etmekte.
Kurt
mu çakal mı
Tartışmalar köpeğin ilk
atası üzerinde de aynı şekilde sürüp gidiyor. Köpek hangi hayvandan türemişti?
Kurt mu çakal mı? Sırtlan mı kır kurdu mu? Yoksa tilki mi? İki yüz yıl önce
kurtta karar kılan Fransız araştırmacı Georges Louis Buffon, kurt ve köpeğin
ortak bir atadan türediğini düşünürken, Charles Darvin çakalla birlikte birkaç
soy üzerinde duruyordu. Köpeklerin soyağacına çakalı ekleyen diğer bir bilim
adamdı da Konrad Lorenz idi.
Los Angeles Üniversitesi
evrim genetikçilerinin araştırmaları sayesinde bu karışık soyağacı tablosu beş
yıl önce çözülür gibi oldu. Savolainen'in de dahil olduğu bu ekip tüm
köpeklerin bir avuç dişi kurttan türediğini söylüyordu.
Fakat araştırmacılar
tarihlendirme konusunda hata yapmışlardı ve bu soyağacı tablosuna göre kurt ve
insanın dostluğu 135 000 yıl önce başlıyordu. Savolainen şimdi bu tarihi yeni
araştırmalara dayanarak 120 000 yıl ileriye aldı. Dahası, insanın 15 000 yıl
önce köpekle yakınlaşmış olduğu yeri de buldu.
Araştırmacı doğu Asya
ırklarında en büyük farklılıklara ulaştığından ilk köpeğin bu bölgede
evcilleştirildiğinden emin.
Bering'den ABD'ye hatta
'Husky' (Eskimo köpeği) veya Ternöv köpeği gibi yeni dünya ırklarının bile Çin
kökenli olduğu düşüncesi Amerikalı evrim biyoloğu Jennifer Leonard tarafından
da desteklenmekte. Leonard, Amerika'daki köpek ırklarının sanıldığı gibi
Amerikan boz kurdundan türemediğini, bunların 10 000-15 000 yıl önce henüz bir
köprü görevini gören Bering Boğazını geçen insanlarla birlikte kıtaya
getirildiğini savunuyor.
Tüm bu bilgilerin ötesinde
köpeğin evcilleştirilmesi başlı başına büyük bir başarıydı. Sonuçta insanoğlu o
zamandan bu yana, köpeğin narin yapılı atasından birbirinden farklı boyda köpek
cinsleri yetiştirdi.
Ayrıca daha sonraları
evcilleştirilen, at, koyun, keçi, kedi ve ineğe göre köpek, ehlileştirme
sürecinde bugüne değin sanıldığından çok daha fazla insanlaştırıldı.
Şempanze
ve köpek
Harvard Üniversitesi ve
Almanya Leipzig Max-Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü (EVA) bilim adamları,
konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundular. Science dergisinde yayımlanan
bu araştırma, köpeğin insana şempanzeden bile daha çok benzediğini söylüyor.
'Tabii ki bir dereceye
kadar' diyor EVA direktörü Michael Tomasello. Ekip, köpek, maymun ve kurdun,
davranışlarımıza ne şekilde reaksiyon gösterdiğini incelemiş. Bu amaçta iki
benzer kaptan birinin altına yiyecek konmuş ve araştırmacılardan biri içinde
yiyecek bulunan kabın üzerine hafifçe vurduktan sonra kaba işaret etmiş.
Sürpriz bir biçimde bu ipucunu kavrayan sadece köpek olmuş.
Buradan da anlaşıldığı gibi
köpek, davranışlarımız sayesinde zekasını geliştirecek toplumla ilgili
kavramsal yetilere sahip. Test, hayatlarında hiçbir zaman insanlarla birlikte
yaşamamış olan köpek yavrularıyla bile başarılı sonuç vermiş. Oysa kurt
yavrularının bu şekilde eğitilmesi bile mümkün değil. Görülen o ki
evcilleştirme süreci birden bire gerçekleşmemekte.
Köpeklerde artık doğuştan
var olan mesajları kavrama yetisi, diyor Tomasello, özellikle de köpeğin
önündeki bir et parçasını yemesini yasakladığımızda ortaya çıkıyor.
İlk başta bu yasağa itaat
eden köpek, sahibinin bir anlık için bile olsa bakışını diğer bir noktaya
çevirmesini fırsat bilip eti silip süpürüyor. İnsanları anlama yetisinde köpek,
şempanzeden bile daha üstün.
Bu durumda geriye köpeğin 15
000 yıl içinde bu yetiyi nasıl edindiği ve genlerine ne şekilde aktardığı
sorusu kalıyor.
Bunun yanıtı da gayet açık,
ayıklanma. İnsanoğlu yalnızca kendi davranışlarını kavrayan, saldırgan olmayan
ve sadık türleri evcilleştirdi.
Üç
aşamada evcilleşme
Tomasello'ya göre bu gelişme
üç aşamada da tamamlanmıştı. İlk basamakta insanların atıklarından beslenen
prehistorik 'kent köpeği' yer almakta. Yerleşmelerin etrafında toplanan köpek
yavruları, çocukların oyun arkadaşı haline gelirken yetişkinleri de güçlü
duyuları sayesinde bekçi köpeği görevini görmüştü.
İkinci aşamada Homo sapiens,
köpeğin çoban ve av köpeği olarak da işe yarayacağını keşfedince köpek bu
dönemde komutları yerine getirmeye öğreniyor.
Ve geçtiğimiz 500 yıl içinde
insanoğlu 'her işe uygun' yardımcısından 400 'uzman' yetiştirerek üçüncü
aşamayı tamamladı.
Köpek bu dönemden sonra
avlanmak için boğuşmaktan kurtulduğu için çenesi kısalıp, beyni küçülürken,
endüstri devriminden sonra da genetik malzemesinde bazı 'eksilmeler' yaşandı.
Besi hayvanlarının gündelik yaşamdan uzaklaşması ve boş zamanın ortaya çıkması
insanları diğer hayvanlara ilgilenmeye yöneltti.
Bugün sakat olan ve doğru
dürüst yiyecek bulamayan hayvanların açlıktan ölmeleri ve hiçbir açıdan kurda
benzememeleri de ancak bu şekilde açıklanabilir, diyor araştırmacılar.
Kurt
az köpek çok
Köpeğin insanla yakınlaşması
evrim açısından büyük bir başarıyla sonuçlanmıştır. Batı Avrupa'da geriye
sadece 3250 kadar kurt kalmışken, kentlerde envai çeşit türden 41 milyon köpek
yaşıyor.
Frankfurter Allgemeine gazetesinde
çıkan bir habere göre uzun ve sarkık kulaklı 'Basset' cinsi mahzun bakışı
nedeniyle çocuklar tarafından çok sevilmekte. Bununla birlikte genlerindeki
bozukluklar yüzünden cücelik, düşük doğum, böbrek taşı, ağtabakası iltihabı,
fıtık vb diğer hastalıklara yakalanma riskine de sahip Ne ilginçtir bu tür
bozukluklar insandaki köpek sevgisini köreltmek yerine iyice yüceltmiştir.
Yoksa başka hangi hayvanın kopyalanması için bir insan 3,7 milyon doları gözden
çıkarabilirdi ki?
Kopyalanan
köpek
Bu 'şanslı' köpeğin adı
Missy. Collie kırması dişi köpeğin ölümünden sonra sahibi onu kopyalatmaya
karar vermiş. Köpeğin klon olarak yeniden doğuşu Texas A&M
Üniversitesi'nde, Missyplicity Projesi kapsamında kısa bir süre gerçekleşecek.
Araştırmacılar ilkbaharda kopya kedi 'Copycat'in doğumunu açıkladıklarına göre,
Missy'nin yeniden doğuşu artık sadece bir zaman meselesi. Dondurulmuş embriyon
hücreleri şimdi kiralık köpek anneye aktarılmayı bekliyor.
Sosyal, sevimli ve yumuşak,
bu özelliklerinden ötürü insanoğlu pekala ayıyı da evcilleştirebilirdi. Fakat
Tomasello, evcil kurdun, insana dünyaya hakim olma çabasında daha yararlı
olduğuna inanıyor. Bu belki köpekteki kromozom çiftlerinin çokluğuna bağlıydı.
En
iyi dost
39 kromozom çiftine sahip
köpeğin hızlı üreme yetisi sayesinde insanoğlu köpeği çok kısa bir süre içinde
istediği gibi yetiştirebilmişti. Oysa üreme mekanizması nedeniyle filleri
'değiştirmek' çok daha fazla zaman alabilirdi. Bir İngiliz köpek yetiştiricisi
örneğin, Bokser köpeğinin kuyruğunu sadece dört nesilde yok etmeye başarmıştı
Almanya'daki Dresden
Müzesinde açılan 'İnsan ve Hayvan' sergisinde ise üç Pitbul kafatası örneğinden
köpeğin sadece 30 yıl içinde yırtıcı bir çene yapısına sahip olduğu
izlenebilmekte.
Kolayca eğitilebilmesi ve
beden yapısı birkaç nesilde değiştirilebilen köpek her zaman insanın en iyi
dostu olmaya devam edecektir. Kimi insanların çocuk özlemini gideren, körlere
yol gösteren, evleri bekleyen köpek birkaç yıl önce huzur evlerinde ve
psikiyatri kliniklerinde hastalara yardımcı olmaya başladı.
İnsanın en iyi dostu şimdi
de şeker hastalarının bakıcılığını üstlenecek. Ensülin kullanan 462 şeker
hastasıyla bir anket yapan Avustralyalı bir doktorun ulaştığı ilginç bir sonuç
şöyle: Köpek sahibi hastalar, kandaki şeker seviyesinin (hipoglisemi) düşmesi
durumunda köpeklerinde farklı davranışlar izlemişler. Köpek, sahibinin kan
şekeri düştüğünde onu daha dikkatli izliyor ve hasta düzelene kadar da yanından
ayrılmıyor.
Alman Diyabet Araştırma
Enstitüsü bilim adamlarının British Medical Journal dergisinde yayımlanan
raporları da köpeklerin üçte birinin hipoglisemiye reaksiyon gösterdiğini
ortaya koydu.Köpeklerin neden bu şekilde
davrandıkları bilimsel açıdan henüz kesin olarak kanıtlanmamışsa da bilim
adamları düşük kan seviyesi sırasında salgılanan tipik ter kokusunun köpekler
tarafından algılandığını tahmin ediyorlar.
Araştırmacılar köpeği
diyabet bakıcısı olarak yetiştirebilmek için Düsseldorf'daki bir hayvan
kliniğiyle birlikte söz konusu fenomeni daha ayrıntılı bir biçimde
araştıracaklar. 15 000 yıllık dostumuzu yeni bir uzmanlık alanı bekliyor
ALINTIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder