19 Oca 2011

UĞURUM


Kimi evler vardır mutlu kimileri mutsuz

Kimi evler vardır huzurlu kimileri huzursuz

Kimi evler vardır uğurlu kimileri uğursuz

   Bir çatının altında toplanmış mutsuz, huzursuz, uğursuz apartman ve sakinlerini düşünün. Hatta düşünmekle kalmayın etrafınıza şöyle bir bakının mutlaka göreceksiniz. İşte böyle bir apartmanın bodrumuna yavrulama gafletine düşmüş bir anne kedicik; bodrumun en sığ en karanlık köşesine yavrulamış kimseler görmesin, kimseler duymasın istemiş gözünden sakındığı yavrularını.

Karanlıkta korkak bir el ürkütmeden gizlice beslemiş bu minik kedi ailesini ; anne kedi mutlu , yavrularının gözleri açılmış etrafında koşarak oynuyorlar arada sırada olsa önlerine bir kap mama, su konuyor başka ne ister ki bu hayattan; ama ne olmuşsa olmuş kara gün gelip çatmış kara günün kara insanı mutsuz, huzursuz, uğursuz apartman yöneticisi kedileri fark etmiş...!
Kendi gibi huzursuz kapıcısına bağırmış
-at bu pislikleri dışarı!

eeee emir büyük yerden, tuttuğu gibi enselerinden koyu vermiş kapının önüne bu minik kedi ailesini, Yavrular ne olduklarını anlamadıkları bir durumda kaçışmışlar sağa sola, ama anne kedi ve ona sıkıca sarılmış minik bir yavrusu mıhlanmış gibi kalmışlar oldukları yerde

Sen misin hala orda duran, balkonlardan sarkan mutsuz, huzursuz, uğuruz apartmanın kadınları doldurmuşlar su kovalarını boca etmişler hareketsiz duran şaşkın anneciğin ve ona sığınmış yavrusunun üstüne, ne olduğunu anlamadan yola fırlamış bu iki can anne ezilmiş, yavrunun da minicik kolu kalmış tekerleğin altında. Karanlıkta bodrumda onları korkarak ta olsa beslemeye çalısan ürkek el ona caddenin ortasında da yetişmiş kendi kadar küçük ayakkabı kutusuna koymuş yavrucuğu , bir şekilde benim telefonuma ulaştı telaşla bana getirdi ve her şeyi bir çırpıda anlattı. Kutunun kapağını açtığımda simsiyah bir minik, kolu  iki katı kadar uzamış gözleri korkudan kocaman açılmıştı. hemen veterinere götürdüm ayak kemikleri un ufak olmuş, sinirleri kopmuştu ayağının kesilmesi gerekti ve kesildi Uğurum şimdi üç ayak ve üç yaşında...

Bazılarının itip kaktığı, vurup kırdığı, hor gördüğü, bazılarının canı cananı başının tacı evinin bereketi vazgeçilmezi kısacası UĞUR’U oluyor UĞUR’U...


Yazan Dilek Ulukuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder