18 Şub 2011

ÜÇ GÜNAHSIZ CAN


     

İki sene önceydi. Bir tanıdığımız beni arayarak evlerinin yakınlarındaki parkta yavrular olduğunu söyledi. Hemen dediği yere bakmaya gittim. Otların arasında bir kutu vardı içine baktığımda gözleri bile açılmamış üç yavru gördüm. İnanılır gibi değildi bu yavruları kim neden böyle bırakmıştı her türlü tehlikeye açık bir yerde


    Allahtan başlarına kötü bir şey gelmeden yetişebilmiştik. Eve getirdim o kadar ufaklardaki biberonla bile zor besliyorduk. Bir tanığımız bakmak istediğini söyledi güvenilir bir insan olduğu için verdim. Bir insan bu kadar itinayla güzel bakar. Bebekler toparlanmaya kilo almaya başladılar gözleri açılınca güzellikleri daha da çok ortaya çıkmaya başlamıştı. Ne oldu peki bu bebişlere biri çok hoş bir kız diğer ikisi  de yakışıklı birer delikanlı oldu..... 

RAMÇO: Ramçoyu bir peynir tenekesinin içinde buldum. Çocuklar bulmuş ve tenekeye koymuşlar bununla da kalmayıp sopalarla vuruyorlardı. Tenekeyle ellerinden zor almıştım. Bir buçuk aylık tombul mu tombul bir erkekti. Bakımlıydı belli ki annesinin yanından alınmıştı bu yavru. O sıralar doğmuş bir annemiz vardı iki yavrusu olmuştu Ramçomuzu annemizin yanına götürdük Hilalimiz çok anaç bir kediydi hemen sahiplendi ve sütünü verdi. Ramçomuz büyümüş delikanlı olmuştu. Bizim üstüne titreyerek baktığımız şakasına bile vurmaya kıyamadığımız bu canlara başkaları acımıyordu. Akşam saatleriydi Ramço sokakta dolaşırken bir kamyon şoförü hızla sokaktan geçerken gördüğü halde durmadı ve Ramçomuzun üstünden geçip gitti. Bu görüntüsü kanlar içinde yerde yatan bedeni aklımdan hiç çıkmadı ya en yakın arkadaşı oyun arkadaşı Boncuk ne yaptı saatlerce Ramço nun cansız bedenini kokladı, yaladı yanına yattı alamadık yanından anlamıştı onu bir daha göremeyeceği dostluğunu bir daha gösterdi arkadaşını gömdüğümüz yere gidip bekliyordu. Ramçomuz sen rahat uyu seni ezen rahat uyuyamasın. Bu hikayemizi mutlu sonla bitirelim. Çarşıdan gelirken kaldırımın kenarında ön ayaklarıyla yürümeye çalışan arka ayakları basmayan bir kedi gördüm. Yanına gittim çok cana yakın sevimli bir şeydi. Kocaman gözlerini açıp bana miyavlaması çok hoştu . Kim bilir ne anlatmak istiyordu belki de onu götürmemi istiyordu bende öyle yaptım .Bahçemize götürdüm rahat bir yere yatırdım ve karnını doyurdum .Ertesi gün ne oldu dersiniz gayet iyi yürüyordu .Demek ki soğuk ve açlık  onu bitkin düşürmüştü .Şimdi çok iyi...Kiminin hikayesi  acı kiminin mutlu son diyoruz .Her acı sonda keşke bu can için geç kalınmasaydı diyorum .

Her insan çevresine duyarlı olabilse. Ama kafamızı çevirip iki adım sonra unutabiliyoruz  yada hiç umurumuz da bile olmuyor . Peki ya bile bile çarpıp kaçanlar sizin için hissettiklerimi yazıya bile dökemiyorum.

 UNUTMAYALIM MERHAMET ETMEYENDE MERHAMET GÖREMEZ 


Yazan: Nilay Elgay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder