Eskişehir acılar içinde ölümler
yaşadı kimseler duymadan. Kim bilir kim, hangi sebeple zehirli yiyecekler
hazırladı. Kimselere görünmeden sokaklarda sinsi bir katil özeniyle zavallı
köpeklerin peşine düştü.
Açlıkla, soğukla, dayakla savaşmaktan yorgun düşmüş dünya güzeli zavallı
köpekler... Kendilerine yaklaşan iki ayaklı her mahlukatı insan sanmak gibi
bir yanılgıları var bu canım hayvanların. Zehir içeriye işlerken
parçalanan organlarının acısıyla kıvranmaya başladıklarında ise çok geçtir.
Sokak aralarında yollarda yığılır kalırlar acılar içinde. Açlık, soğuk, hastalık,
dayak, "KAÇMAKTAN İBARET BİR HAYAT" büyük işkencelerin
sonuncusuyla bitiverir kimseler duymadan... Peki neden?
Bu kadar acımasız, bu kadar zalim, duyarsız insanlarla yaşamaktan
korkmuyor musunuz? Gözünü kırpmadan bir canlının canına kast edebilenlerle...
Oysa korkmalısınız. Vahşet ve şiddet adres seçmez çünkü. Durdurulmadıkça,
kanıksandıkça hedefini büyütür. Bu gün köpekler yarın insanlar bile dememe
gerek yok. Hem köpekler, hem insanlar, çocuklar...
Görüyorsunuz işte. Bir yerden durdurulmalı derken bunu diyoruz. Eskişehir
büyük bir vahşet yaşadı kimseler duymadan. Biz duyduk, canımız yandı, isyan
edip bulun şu katilleri dedik. Bulunur mu bilmem. Bulunursa adil bir dünya için
umut olur. Bulunmazsa, bulundurulmazsa... İşte o zaman siz çirkin hayvan
katilleriyle aynı toplumda yaşamaya katlanacaksınız. Yıllar önce İstanbul'da
yakaladığı sokak köpeklerine öldürene kadar tecavüz eden kerli ferli bir zatın
oğlu vardı. Bulunmuştu ama bulunmaması sağlanmıştı; çeşitli insani sebeplerle.
Saklanan sapıklık, saklanan cinayet, saklanmaya çalışılan iğrençlik durduğu yerde durabilir mi? Durmadı. Patladı. Çünkü, korunduğu kadar haklı olduğunu düşünerek sapıklığını küçük çocuklara yöneltiverdi günün birinde. Şimdi siz verin kararınızı. Katil "can alan" olduğuna göre. Katille komşu, arkadaş, iş arkadaşı, dost olmak mı tercihiniz? Benim, bizim tercihimiz bu değil!
Eskişehir'de koyu karanlık ölümler yaşandı büyük acılarla. Belki bu sizin sorununuz değil diyorum her zamanki gibi. Ama her defasında "olmaz böyle şey" diyebilen bir pırıltılı yürekli insan çıkıp benim de sorunum dediği için umuttan vazgeçmiyorum. Hayvanların yaşam haklarına saygı duyamayanların medeniyetten, haktan, insanlıktan sözetme haklarını bir kere daha sorgulayarak bakın dünyaya diyorum. Sağlıcakla ve yaşama hakkının tartışılmadığı günler dileğiyle
Av. Hülya
Yalçın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder