Bir modadır sürüp
gidiyor, “uyutma”. Hayvan severler iyi bilirler bu sözcüğün anlamını.
Veteriner hekim tarafından tedavisi imkansız olarak düşünülen, öyle olduğuna
karar verilen hayvanlar uyutulur, yani öldürülür.
***
Bazılarının hoşuna
gidiyor bu sözcük. Öyle ya uyumak güzel değil mi? Acıların, sıkıntıların sona
eriyor. Bir de bu uyuma sonsuza kadar olursa, ohh ne güzel işte, yat
yattığın yerde. Yemek içmek derdi yok, üşümek, sokak sokak dolaşmak, bir sıcak
el teması, bir tatlı bakış için dilencilik etmek yok. Uyuyacak tatlı tatlı,
acıları son bulacak.
***
Bu şekilde düşünenler
vardır eminim. Aksi olsaydı, yani “Durun kardeşim ne uyutması, bu
resmen o masumun isteği dışında, iradesi dışında ölümüne karar vermektir. Olur
mu öyle şey, belki o hasta, sakat halinde de yaşamak isteyecek, belki sizin
çözümsüz gördüğünüz hastalığına başka bir hekim çare üretecek ya da zaman
içinde iyileşecek” diye diretenler çok olsaydı eğer, bu uyutma modası bu
kadar camiayı sarmaz, herkeslerin diline pelesenk olmazdı.
***
Şimdi durduk yerde
nerden geldi aklıma bu onaysız ötenazi konusu diye merak edenleriniz olmuştur.
Sabah gazeteleri karıştırırken bir resimli haber ilişti gözüme, fotoğrafın
üzerindeki yazıda “Pençe pençeye 21 yıl” yazılmış. İki büyük kedi,
Afrika arslanlarıymış, Shiba ve Juma. ABD’deki Pittsburg Hayvanat Bahçesi’nin
adeta maskotu olmuş bir çift.
***
21 yıllarını birlikte
geçirmişler. Sonrasında hayvanat bahçesinin aslan kralı Juma, yaşa bağlı
hastalıklarla mücadele etmeye başlamış, veterinerler üzülerek(!) Juma’yı
uyutmaya karar vermişler.
***
Juma’daki değişimi fark
eden Shiba, son zamanlarında ona her vakittekinden daha fazla ilgi ve özen
göstermiş, saatlerce yanından ayrılmadan onunla ilgilenmiş. Juma uyutulduktan
sonra günlerce yemeden içmeden kesilen Shiba, şimdi yalnız hayatını yaşamaya
çalışıyormuş.
***
İşte “Aslanlar gibi
aşk yaşadılar” başlıklı bu haberi okuyunca hep içimde dert olan bu uyutma
konusunu bir dillendireyim dedim.
***
Juma 21 yaşındaymış,
kediler için oldukça iyi bir yaş. Yaşlılığa bağlı sağlık sorunları dışında da
bir şeyi yokmuş garibimin. Uyutma neden? İnsanlar yaşlılarını, “dur
romatizmaları azdı, kulakları iyi işitmez oldu, günlerinin uzun saatlerini
uyuyarak geçiriyor, hafızası zayıfladı, gözleri seçmez oldu, dişleri kesmez
oldu, yeter artık ne uğraşsın bu sağlık sorunlarıyla, uyutuverelim de hem o
huzura kavuşsun hem de biz” diyorlar mı? Yaşamının sonuna kadar onlara
bakma, kollama, yanlarında olma adına emek harcamıyorlar mı?
***
Ötenazi denilen kavram
-ki bu çok az ülkede serbest- kişinin kendi özgür iradesi ile hayatını
sonlandırması kararıdır, hangi veteriner ya da hayvan sahibi hayvanının onayını
alarak onların ölümüne karar veriyor? Var mı böyle bir şey? Yok! Ee o halde nedir bu uyutma da uyutma.
Gözlerinizin içine bakan, yemek yemek, su içmek isteyen bir canlıyı ne demeye
onun onayı alınmaksızın öldürüyor ve bunun adını da bir güzel “uyutma”
olarak koyuyorsunuz. Bence bu hayvan severlere bir dayatmadır.
***
Masum canların
uyutulması konusunda çabuk karar vermesin sahipleri. “Tamam” deyip
kafalarını sallamasınlar, yaşatabilme adına zor olan, ama insani, vicdani olan
yolu seçsinler. Uğraş versinler, çaba harcasınlar. Felçli olarak senelerce
sahipleriyle birlikte mutlu mesut yaşayan ne kadar çok kedi, köpek hikayesi
biliyorum ben. Kolay yoldan “öldür”e onay vermeden, onları yıllarca
yaşatan ne kadar çok can dostu tanıyorum. Olmamış, olmamış “pençe pençe ye
21 yıl aslanlar gibi aşk yaşayan” o canlardan birisinin, sadece yaşlılık
sorunlarına bağlı olarak uyutulması hiç olmamış. Bıraksalar da eceliyle ölseydi
olmaz mıydı?.
ECE BİLGİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder