2 Nis 2012

İnsan Alemde Hayal Ettiği Müddetçe Yaşar..



  Bu söz büyük ozan Yahya Kemal’in. Bu bağlamda daha pek çok düşün adamı, yazar çizer fikir beyan etmiş. Mesela çok sevdiğim bir yazar Mark Twain, “Düşlerinizi kovmayın, çünkü onlar gidince siz kalırsınız ama, artık yaşamıyorsunuz demektir”  demiş.
   Hayal etmeden, düş kurmadan yaşanır mı? Elbet tüm ömrün elde edemeyeceğin hayalleri kurmakla geçsin demiyorum, ama gerçekleşmesini istediklerini önce hayalle daha sonrasında da  hayata geçirmek için çalış çabala.
   İşte çok güzel bir söz daha, “Büyük şeylerin hayali ile yaşa, hiç olmazsa daha küçük şeyleri yapma imkanı bulursun.” Bunu da J. Bernard söylemiş.
   Ben tüm önemli icatların hayal gücü zengin insanlarca yapıldığına inanırım, kimselerin gökyüzünde seyahat etmeyi akıllarına bile getirmediği dönemde Wright kardeşler önce düşleyip daha sonra uçağı icat edip insanları havalandırmadılar mı? Diğerleri de öyle değil mi?
   Bakın, dahi diye nitelendirdiğimiz Einstein ne demiş: “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir”. Kuru kuruya bilgi ne işe yarar? Hayal gücünüzle, sahip olduğunuz bilgiyi pekiştirmez, bir güzel harmanlamazsanız o bilgi kitap sayfalarında ya da aklınızın bir köşesinin tozlu rafında kalmaya mahkum olmaz mı?
   “En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır.”(Willam Russell). İyi ki bu “dahi hayal kurucular” olmuş. Onların o düş zenginlikleri olmasaydı bizler şimdi çok daha eksikli bir alemde yaşıyor olacaktık.
   Büyük edebiyatçılar, onlar da birer “Usta Düş Avcısı” değil miydiler? Hayal kurma yetileri olmasaydı, klasikler içinde sayılan, her devirde kabul görüp okunan o şaheserlerini yaratabilirler miydi? Ya besteciler, mesela duymayan kulağına rağmen düş gücüyle müzik alemine ölmeyecek eserler kazandıran Betthoven?. “Hayal gücü ruhun özüdür” derken Joubert biraz da bunu kastetmiştir elbet.
   Hayal kurmayı çok severim, özellikle de geceleri el ayak çekilince kimseler beni rahatsız etmez. David Hume’un dediği gibi, “Hiçbirşey hayal gücü kadar hür olamaz”. Benim için de o zamanlarda  hayal gücüm hürriyetini kazanır. Neler neler düşlerim sahipsiz canlar için, hür, kabul görmüş, bakımlı, sağlıklı olduklarını, asla acı ızdırap çekmediklerini, ülkemiz evlerinin Avrupa’da olduğu gibi % 80’inde evcil hayvan bakıldığını, daha da neler.Düş gücümün zenginliğince, izin verdiğince hayallerimi çeşitlendirir, zenginleştiririm. Kimseler  karışamaz, eleştiremez,  kınayamaz “neden öyle düşündün, bunlar hiç olacak işler mi” diyemez. Taşımacılıkta  kullanılan atları eşekleri özgürlüğüne kavuştururum, yeşil çimenli çayırlarda yayılırlar, ya da el değmemiş doğal alanlarda gezinir otlanır mutlu olurlar. Neden Olmasın? Zor belki ama olmayacak şey de değil.. O güzel hayvancıklar o kadar çok acı çekiyorlar ki insanların ellerinden. Aç sefil susuz bir avuç samana, sabahtan akşama kadar artık kaderlerinde ne varsa. Çul, çaput, çöp, insan, bazıları da sınırlarda kaçak işlerinde patlayıcı madde, benzin taşıyorlar.Bu kaçak benzin taşıyanların sırtları, karınları taşıdıkları bidonların ağırlığından yaralanıyor, zırıl zırıl kanıyor, bir dönem t.v kanallarında gösterilmişti.
   İşte ben bunun gibi, acı çeken bütün hayvanlarla ilgili güzel düşler kuruyorum, belki kurduğum düşlerin birçoğunu ben göremeyeceğim ama, daha sonra ki nesiller görecektir buna da inanıyorum, zaten inanmasam hiç o düşleri kurgular mıydım usumda. Bunları yaparken yaşadığımız dünyanın acı gerçeklerinden de kendimi asla soyutlamıyorum ve düşlerim adına o olumsuzluklarla da elimden geldiğince uğraşıyorum.
   Sizler de asla düşsüz kalmayın. Bakın Alman düşünürü Goethe ne demiş: “Hayal gücü ne ilahi bir armağandır”.  Hayallerinizi bol, çeşitli ve renkli kılın. Ve dualarınızı da  eksik etmeyin ki kurduğunuz hayalleriniz bir an önce gerçeğe dönüşsün.  
Ece Bilgin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder