28 May 2012

Düşünüyorsun, o halde yok ol!..



  Hayvanlardan insanları ayırt eden en belirgin özellik diye övünürüz: “Düşünebilmek”. Evet bir doğa vergisi. Kıymetini bilmek, eğriyi doğrudan ayırt edebilmek, size sunulanları kabullenmeden önce irdeleyebilmek, dayatmalara karşı gardınızı açık tutabilmek. İnsanız ya, 
insansınız ya, bunların gereğini yerine getirmek, aslında meziyet, ayrıcalık filan da değil, insanlığın gereği.
   Kolayına kaçmadan, nasıl olsa benim yerime bir düşünen bulunur, o düşünenler bak ne güzel sunumlar hazırlamışlar, ben de onların çizdiği yoldan giderim olur biter demeden size verilmeye çalışılanları öncelikle mantık ve vicdan süzgecinden geçirip, ondan sonra değerlendirmeye alırsanız. Belki biraz kafa yormuş olursunuz ama sonuç size mutluluk verir. Yani hani rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz”. Bilgi sahibi olabilmek için de biraz çaba, biraz emek gerekir.
   Türk toplumu olarak düşünce özürlü yurttaşlar kitlesi yaratmışız. Daha tembel, daha mutlu olmayı hedeflemişiz kendimize. Nasılsa bizim adımıza düşünen, o düşünceleri de uygulayan, pratiğe indirgeyen insanlar var, bizim yapacağımız tek şey kafa sallamak, istendiğinde de onlara onay vermek. Gerisini Allah bilir. İşte kolaycılık, işte bizi çağdaş medeniyetlerin çok gerisinde kalmaya mahkum eden düşünce yapısı.
   Neden kapatılmış güzelim köy enstitüleri?  Neden insanımız okumaya değil de magazine, günlük göz boyayıcı, safsata içerikli, kafaları boşa doldurucu aktüellere boğulmuş? Bundan nemalananlar var, düzenlerine çark sokulmasını istemiyorlar, düşünen beyinler, sorgulayan insanlar istemiyorlar.
   Hayvan hakları konusunda da aynısı geçerli. Yılların alışkanlığı; belediyelerin sahipsiz canları sorgusuz sualsiz itlaf etmeleri, iki de bir olmayan kuduz söylentileri ile toplu kıyımlar, günü kurtarıcı, göz boyayıcı hayvanlarla ilgili söylemler, uygulanamayan, birbiriyle çelişkili maddeler taşıyan yasalar. Alışmışız bunlara, alıştırılmışız.
   İnsanların çoğu son derece duyarsız. Öyle ya da böyle hayvan hakları ile ilgili bir yasanın varlığından haberi olmayan  öyle çok yurttaşımız var ki! İşin çok daha acısı bu kategoriye ilgili konuda söz ve yetki sahibi bürokrat, bazen veteriner hekimler de dahil olmakta.
   Arada bir duyuyorlar: “Belediyelerin barınakları varmış, telefon edildiğinde şikayetçi olduğunuz hayvanları alıp götürüyorlarmış, hatta kendi el bebek gül bebek baktıkları köpeklerine zarar vereceğini düşündükleri sokaktakileri(!) bu merkezlere ihbar ettiklerinde sorun çok kısa zamanda çözülüyormuş.”
   İşte bunları böyle bilenler, böyle olduğunu sananlar çıkıyor karşımıza. Gerisini düşünmek, araştırmak, “niye, neden, nasıl oldu?” demek yok. Bir belediyenin doğal yaşam alanından sorumlu veterineri ilgili yasayı okuma zahmetine katlanamıyorsa, o veterinerin o birimle ilgili yapacaklarından ne hayır beklenebilir ki?
   İl Hayvan Koruma Kurullarına başkanlık eden yetkililerin yasadan, mevzuattan bi haber olması, ilçe üst düzey idarecilerinin bu tür toplantıları angarya olarak görüp çoğuna katılmaması, STK’ların yeterli derecede baskı unsuru oluşturamaması, ilk paragrafta değindiğim düşünce özürlü toplum şemasına ne yazık ki birebir örnek teşkil etmektedir.
   Şimdi biz yaşam hakkı savunucularının en temel görevi, hantallaşmış devlet kademelerinin konumuzla ilgili bilgi sahibi olmalarını ne pahasına olursa olsun sağlamaktır. Belli bir yaşa kadar vicdan, merhamet kavramlarından bihaber yetişkin bireylere bu kavramları öğretme gibi bir ütopyadan acilen vazgeçip, hiç olmazsa görev sorumluluklarını yerine getirme konusunda hatırlatıcılık misyonumuzun gereğini yapmalıyız. Unutulmamalıdır ki o görevi üstlenenler bizlerin devlete ödedikleri vergilerle maaşlarını almaktadırlar.
   Çok önemli bir nokta da bu bağlamda görev üstlenecek dernek, sivil toplum örgütlerinin başına, yönetim kurullarına gerçek hayvan, can sevgisi taşıyan, bu görevlerini bir yerlere basamak olarak değerlendirmeyen, yani “sözde değil özde hayvan korumacılar”ın gelmesini sağlamaya özen ve gayret göstermektir.   

Ece Bilgin



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder