26 Kas 2012

HAYVAN SEVMEK TOPLUMSAL BİLİNÇ OLMALI


Yaptığımız söyleşide hayvan sevmenin toplumsal bilincin vazgeçilmez bir parçası olması gerektiğini vurguladı Ünsal Çayırpınar. Çok da doğru bir noktaya işaret etti bu söylemiyle. Sayın Çayırpınar gerçek bir can sever. Eskişehir’de canlarımızla ilgili ne zaman başımız sıkışsa bize merhametli elini uzatmıştır kendisi. İki yıl önce Tepebaşı Barınağında yaptığımız bir piknikte ve öncesinde barınak canlarına yüklü bir mama bağışı yapmıştı Petite Patte firmasının yetkilisi. Eskişehir Akut ekibinin köpeklerine de bir yıl süresince mama konusunda sponsor olarak hayvan sevgisini ciddi bir anlamda şekillendirmiştir. Buradan Ünsal Çayırpınar’a tüm can dostları adına teşekkürlerimizi iletir, daha nice başarılı çalışmalara imza atmasını temenni ederim.
-Ünsal Çayırpınar Ankara doğumlu bir kız babası, 22 yıllık İzmirli. 2002 yılından bu tarafa evcil hayvan sektöründe farklı görevler üstlenerek elde ettiğimiz, tecrübeler ile geldiğimiz noktada Petite Patte Kedi ve Köpek Mamalarının Satış Yönetmenliği görevimle, hizmetlerimize devam etmekteyiz.
Sizce “Hayvan sevgisi” nedir, hayvanseven nasıl olmalıdır?
-Hayvan sevmek, toplumsal bir bilinç olmalıdır. Çocuk yaşta verilmesi gereken de budur. Veteriner Hekimler odası hayvan sevgisi konusunda okullarda seminerler vermeli, eğitimli köpekler zaman zaman gösteri yaparak toplumun sempati kanalını okşamalıdır. Belediyeler de bu konudaki toplantılara ve etkinliklere kolaylık sağlamalıdır. Bireysel olarak dünyada sadece insan ırkının var olmadığının farkına varmamız gerekli. Kuşlar, balıklar, tavşanlar, kediler ve köpekler; bize evcil olarak yakın hissettiğimiz her canlı için bir tas su ve bir lokma yemeğimizi paylaşabilmeliyiz. Sokaktaki hayvanları öldürmeden mahallenin evcili yapabilmeliyiz.
Evciliniz var mı?
-Kendi evcillerimiz de çiftliğimizde serbest şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler. Geçenlerde dişi rottweillarımız 8 tane gürbüz yavru verdi. Hepsini sahiplendirdik, erkek yavru çiftlikte yaşamına sağlıklı olarak devam etmekte. Bir de Duman adında bir kedimiz var, çok yaramaz, sağ olsunlar komşularımız hayvan seviyorlar da yaramazlıklarına göz yumuyorlar.
Kedilere köpeklere doğal beslenmesi dışında, firmanızın ürettiği gibi mama vermeyi sakıncalı görenler var, bu konuda ne dersiniz?
-Kedi köpek mamaları özel karışımlardır, evcil hayvanlar için onların ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmaktadır. Evde hazırlanan tek tip yiyecekler maalesef bünyenin isteklerine cevap veremeyecek ve eksik kalacaktır. Bu durum hastalıklara ve birçok soruna da-vetiye çıkaracak demektir. İyi besleyememek sağlık giderleri arttırır, Sağlıksız ana babalardan da sağlıksız nesiller meydana gelmektedir. Ülkemizde akla sığmayan birçok yersiz bahaneler ile mama kullanmamakta ısrarcı evcil sahipleri var. Hazır ürünler pratik olmakla beraber oldukça da besleyicidir. Biz Petite Patte ürünlerini kendimiz yiyerek test ederiz. Kendi yiyebildiğimiz ürünlerimizi de evcil hayvanlara rahatlıkla verebilmekteyiz. Ülkemiz üretimde dünyadaki son teknolojileri yakalamıştır. Kalite olarak hiçbir farkı olmayan (vete-riner ürünleri hariç) ürünlere çuvalla tüketici para ödüyor, üstelik yıllardır.
Evde pişirilen ürünleri anlık tüketmek gerekir, uzun süre saklayamazsınız. Saklama koşullarınız kötü ise her gün yeniden yeni yiyecek pişirmeniz gerekecektir. Harcanan malzeme, kaybedilen zaman, yüksek maliyet ve üstüne sağlıksız bir besleme şekli. Beslenmede istikrar sağlayamayacağınız için olumsuz sonuçlarına da hazırlıklı olmalısınız. Kedi ve köpeklerin sindirim sistemleri insanlarınki gibi değildir, bunu unutarak hareket ederseniz mide, bağırsak ve diş yapısındaki bozulmalar, yaşayacağınız sıkıntıların başlangıcıdır. Bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmek ise kalitesine inandığınız bir kuru mama ile oldukça basit çözebilirsiniz.
İlinizdeki hayvan barınaklarını gördünüz mü, izlenimleriniz?
-Ege bölgesinde oluşturulan barınaklar hayvan se-verlerin dikkatli takipleri ve olumlu eleştirileri sayesinde daha iyiye gitmektedir. Yalnız hayvan toplama kampları şekline dönüşmesi ve kapasitesinin üzerinde dolması, barınağın gücüne göre hayvan barındırmamaları sorunların ilk temelini oluşturmaktadır. Barınaklarımız ne zaman doğan yavruları yaşatmayı başarırsa işte bu konuda yol alıyoruz demektir. Sokak hayvanlarını barındırmak ve yaşatmakla sorunlarını çözemiyorlar, ne kadar çok hayvanın bir koruyucu ailesi olursa bu iş gelişimine ivme katarak şartların düzelmesini sağlayacaktır.
Hayvan sevginiz nasıl başladı?
-Hayvan sevmem çocukluğumdan başlar, dedelerimin atları, inekleri, koyunları vardı. Onlara dost olan köpekleri, evlerin vazgeçilmezi kedileri. Biz bunlarla büyüdük. İnsan dışında dünyada canlıların olduğu, onların yaşam haklarına saygılı olmakla yaşamın daha katlanabilir olabileceğini öğrendik. Şimdi de gelinen noktada faydalı olmaya çalışıyoruz.
Sirkler, yunus havuzları, deve güreşleri türünden hayvan odaklı gösteriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Bu tarz gösteriler insanoğlunun vahşi yönüdür. Gelişimin beyin yönünden doğaya kötü sunumudur. Geldiğimiz yüz yılda ise toplulukların eksik kalan ilkel bir araya gelişleridir. İki canı bir birine kırdırıp egolarını köreltiyorsan, kendine duyduğun saygıyı gözden geçirmelisin. Köpek dövüşleri, boğa güreşleri, deve güreşleri gibi sert gösterilerin yasal olmamasını ve yasaklanmasını istiyorum. Daha sempatik olan sirk ve havuz gösterileri ise bu durumu hiç hafifletmiyor. Çünkü insan diğer bir canlıyı kendi çıkarları için besliyor ve doğal ortamlarından koparıp, ait olmadığı yerlerde ve şekillerde kendi istediği hareketleri yapmasına zorluyor. Yaşam koşullarının ağırlığı ise bu konudaki en önemli konudur. Tüm canlıları kendi doğalarında görmek ve sevmek arzusu içindeyim. Hayvanları esirleştiren zihniyeti hiçbir zaman hoş görmemiz mümkün değildir.
Köpek eğitimi ile ilgili etkinliklerinizi anlatır mısınız?
-Köpek eğitimi konusunda 2012 senesinde Türkiye’nin en önemli eğitmenlerinden Engin Erkılınçoğlu’nun ve ekibinin katılımıyla PetitePatte kedi ve köpek mamaları olarak İzmir’de “Köpeğinizle bir gün bi-linçlendirme” semineri düzenlendi.Seminere katılan katılımcılara Köpek eğitim ve köpek sosyalleşmesi konusunda bilgiler verildi.Katılımcılara uygulamalı olarak köpeklerle iletişimin nasıl olması gerekliliği konusunda olumlu ve olumsuz örnekler verildi.Etkinlik kapsamında köpek ve sahibi arasındaki iletişimi artıracak oryantasyon eğitimi uygulamalı yapıldı.
Ayrıca www.patizinciri.com adlı web sitemizde “ Hayvanseverlerin köpek beslenmesi, eğitimi, köpek hastalıkları” konusundaki soruları ve sıkıntılarına uzmanlarımız tarafından titizlikle yanıt verilmektedir.
Canseverlere vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
-Tüm hayvanseverlere evlerindeki, çevrelerindeki tüm canlılara ve çevreye sahip çıktıkları için teşekkür ederim.Yaşamımız içinde çevremizde yaşayan tüm canlılara yaşam hakkını dikkate alarak medeni bir tavır içinde olmalıyız.Tüm canlıları korumalı sevmeli-yiz. Çocuklarımızı da bu konuda duyarlı vatandaşlar olarak yetiştirmeliyiz.Sevelim sevilelim söylemi ile büyüyen bir toplumda karıncayı bile ezmememiz gerektiği büyüklerimiz tarafından öğretilirken çevre-mizde pek çok kötü hadise ile karşılaşıyoruz. Bu hadiselerin önüne geçmek için yeni nesilleri çok iyi eğitmeliyiz.Tüm canlıları sevmeyi uygulamalı olarak öğretmeliyiz. Yaşam hakkının tüm canlılar için olduğunu her bireyin çok iyi bilmesi gerekmektedir. Gelecek nesiller için daha güzel bir dünya olması temennisiyle tüm can dostlarına sevgi ve saygıyla kalın diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder