Yaptığımız
söyleşide hayvan sevmenin toplumsal bilincin vazgeçilmez bir parçası olması
gerektiğini vurguladı Ünsal Çayırpınar. Çok da doğru bir noktaya işaret etti bu
söylemiyle. Sayın Çayırpınar gerçek bir can sever. Eskişehir’de canlarımızla
ilgili ne zaman başımız sıkışsa bize merhametli elini uzatmıştır kendisi. İki
yıl önce Tepebaşı Barınağında yaptığımız bir piknikte ve öncesinde barınak
canlarına yüklü bir mama bağışı yapmıştı Petite Patte firmasının yetkilisi.
Eskişehir Akut ekibinin köpeklerine de bir yıl süresince mama konusunda sponsor
olarak hayvan sevgisini ciddi bir anlamda şekillendirmiştir. Buradan Ünsal
Çayırpınar’a tüm can dostları adına teşekkürlerimizi iletir, daha nice başarılı
çalışmalara imza atmasını temenni ederim.
-Ünsal
Çayırpınar Ankara doğumlu bir kız babası, 22 yıllık İzmirli. 2002 yılından bu
tarafa evcil hayvan sektöründe farklı görevler üstlenerek elde ettiğimiz,
tecrübeler ile geldiğimiz noktada Petite Patte Kedi ve Köpek Mamalarının Satış
Yönetmenliği görevimle, hizmetlerimize devam etmekteyiz.
Sizce
“Hayvan sevgisi” nedir, hayvanseven nasıl olmalıdır?
-Hayvan
sevmek, toplumsal bir bilinç olmalıdır. Çocuk yaşta verilmesi gereken de budur.
Veteriner Hekimler odası hayvan sevgisi konusunda okullarda seminerler vermeli,
eğitimli köpekler zaman zaman gösteri yaparak toplumun sempati kanalını
okşamalıdır. Belediyeler de bu konudaki toplantılara ve etkinliklere kolaylık
sağlamalıdır. Bireysel olarak dünyada sadece insan ırkının var olmadığının
farkına varmamız gerekli. Kuşlar, balıklar, tavşanlar, kediler ve köpekler; bize
evcil olarak yakın hissettiğimiz her canlı için bir tas su ve bir lokma
yemeğimizi paylaşabilmeliyiz. Sokaktaki hayvanları öldürmeden mahallenin evcili
yapabilmeliyiz.
Evciliniz
var mı?
-Kendi
evcillerimiz de çiftliğimizde serbest şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Geçenlerde dişi rottweillarımız
8 tane gürbüz yavru verdi. Hepsini sahiplendirdik, erkek yavru çiftlikte
yaşamına sağlıklı olarak devam etmekte. Bir de Duman adında bir kedimiz var, çok
yaramaz, sağ olsunlar komşularımız hayvan seviyorlar da yaramazlıklarına göz
yumuyorlar.
Kedilere
köpeklere doğal beslenmesi dışında, firmanızın ürettiği gibi mama vermeyi
sakıncalı görenler var, bu konuda ne dersiniz?
-Kedi
köpek mamaları özel karışımlardır, evcil hayvanlar için onların ihtiyaçları
gözetilerek hazırlanmaktadır. Evde hazırlanan tek tip yiyecekler maalesef
bünyenin isteklerine cevap veremeyecek ve eksik kalacaktır. Bu durum
hastalıklara ve birçok soruna da-vetiye çıkaracak demektir. İyi besleyememek
sağlık giderleri arttırır, Sağlıksız ana babalardan da sağlıksız nesiller
meydana gelmektedir. Ülkemizde akla sığmayan birçok yersiz bahaneler ile mama
kullanmamakta ısrarcı evcil sahipleri var. Hazır ürünler pratik olmakla beraber
oldukça da besleyicidir. Biz Petite Patte ürünlerini kendimiz yiyerek test
ederiz. Kendi yiyebildiğimiz ürünlerimizi de evcil hayvanlara rahatlıkla
verebilmekteyiz. Ülkemiz üretimde dünyadaki son teknolojileri yakalamıştır.
Kalite olarak hiçbir farkı olmayan (vete-riner ürünleri hariç) ürünlere çuvalla
tüketici para ödüyor, üstelik yıllardır.
Evde
pişirilen ürünleri anlık tüketmek gerekir, uzun süre saklayamazsınız. Saklama
koşullarınız kötü ise her gün yeniden yeni yiyecek pişirmeniz gerekecektir.
Harcanan malzeme, kaybedilen zaman, yüksek maliyet ve üstüne sağlıksız bir
besleme şekli. Beslenmede istikrar sağlayamayacağınız için olumsuz sonuçlarına
da hazırlıklı olmalısınız. Kedi ve köpeklerin sindirim sistemleri insanlarınki
gibi değildir, bunu unutarak hareket ederseniz mide, bağırsak ve diş yapısındaki
bozulmalar, yaşayacağınız sıkıntıların başlangıcıdır. Bu olumsuz gelişmelerin
önüne geçmek ise kalitesine inandığınız bir kuru mama ile oldukça basit
çözebilirsiniz.
İlinizdeki
hayvan barınaklarını gördünüz mü, izlenimleriniz?
-Ege
bölgesinde oluşturulan barınaklar hayvan se-verlerin dikkatli takipleri ve
olumlu eleştirileri sayesinde daha iyiye gitmektedir. Yalnız hayvan toplama
kampları şekline dönüşmesi ve kapasitesinin üzerinde dolması, barınağın gücüne
göre hayvan barındırmamaları sorunların ilk temelini oluşturmaktadır.
Barınaklarımız ne zaman doğan yavruları yaşatmayı başarırsa işte bu konuda yol
alıyoruz demektir. Sokak hayvanlarını barındırmak ve yaşatmakla sorunlarını
çözemiyorlar, ne kadar çok hayvanın bir koruyucu ailesi olursa bu iş gelişimine
ivme katarak şartların düzelmesini sağlayacaktır.
Hayvan
sevginiz nasıl başladı?
-Hayvan
sevmem çocukluğumdan başlar, dedelerimin atları, inekleri, koyunları vardı.
Onlara dost olan köpekleri, evlerin vazgeçilmezi kedileri. Biz bunlarla büyüdük.
İnsan dışında dünyada canlıların olduğu, onların yaşam haklarına saygılı olmakla
yaşamın daha katlanabilir olabileceğini öğrendik. Şimdi de gelinen noktada
faydalı olmaya çalışıyoruz.
Sirkler,
yunus havuzları, deve güreşleri türünden hayvan odaklı gösteriler hakkında ne
düşünüyorsunuz?
-Bu
tarz gösteriler insanoğlunun vahşi yönüdür. Gelişimin beyin yönünden doğaya kötü
sunumudur. Geldiğimiz yüz yılda ise toplulukların eksik kalan ilkel bir araya
gelişleridir. İki canı bir birine kırdırıp egolarını köreltiyorsan, kendine
duyduğun saygıyı gözden geçirmelisin. Köpek dövüşleri, boğa güreşleri, deve
güreşleri gibi sert gösterilerin yasal olmamasını ve yasaklanmasını istiyorum.
Daha sempatik olan sirk ve havuz gösterileri ise bu durumu hiç hafifletmiyor.
Çünkü insan diğer bir canlıyı kendi çıkarları için besliyor ve doğal
ortamlarından koparıp, ait olmadığı yerlerde ve şekillerde kendi istediği
hareketleri yapmasına zorluyor. Yaşam koşullarının ağırlığı ise bu konudaki en
önemli konudur. Tüm canlıları kendi doğalarında görmek ve sevmek arzusu
içindeyim. Hayvanları esirleştiren zihniyeti hiçbir zaman hoş görmemiz mümkün
değildir.
Köpek
eğitimi ile ilgili etkinliklerinizi anlatır mısınız?
-Köpek
eğitimi konusunda 2012 senesinde Türkiye’nin en önemli eğitmenlerinden Engin
Erkılınçoğlu’nun ve ekibinin katılımıyla PetitePatte kedi ve köpek mamaları
olarak İzmir’de “Köpeğinizle bir gün bi-linçlendirme” semineri
düzenlendi.Seminere katılan katılımcılara Köpek eğitim ve köpek sosyalleşmesi
konusunda bilgiler verildi.Katılımcılara uygulamalı olarak köpeklerle iletişimin
nasıl olması gerekliliği konusunda olumlu ve olumsuz örnekler verildi.Etkinlik
kapsamında köpek ve sahibi arasındaki iletişimi artıracak oryantasyon eğitimi
uygulamalı yapıldı.
Ayrıca
www.patizinciri.com adlı web sitemizde “ Hayvanseverlerin köpek beslenmesi,
eğitimi, köpek hastalıkları” konusundaki soruları ve sıkıntılarına uzmanlarımız
tarafından titizlikle yanıt verilmektedir.
Canseverlere
vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
-Tüm
hayvanseverlere evlerindeki, çevrelerindeki tüm canlılara ve çevreye sahip
çıktıkları için teşekkür ederim.Yaşamımız içinde çevremizde yaşayan tüm
canlılara yaşam hakkını dikkate alarak medeni bir tavır içinde olmalıyız.Tüm
canlıları korumalı sevmeli-yiz. Çocuklarımızı da bu konuda duyarlı vatandaşlar
olarak yetiştirmeliyiz.Sevelim sevilelim söylemi ile büyüyen bir toplumda
karıncayı bile ezmememiz gerektiği büyüklerimiz tarafından öğretilirken
çevre-mizde pek çok kötü hadise ile karşılaşıyoruz. Bu hadiselerin önüne geçmek
için yeni nesilleri çok iyi eğitmeliyiz.Tüm canlıları sevmeyi uygulamalı olarak
öğretmeliyiz. Yaşam hakkının tüm canlılar için olduğunu her bireyin çok iyi
bilmesi gerekmektedir. Gelecek nesiller için daha güzel bir dünya olması
temennisiyle tüm can dostlarına sevgi ve saygıyla kalın
diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder