Nasıl başlardı perimasalları unutmuşum. 5 yıl önce başlayan hikâyemize kadar. Yaşlı bir komşumunbürosunda bakmaya çalıştığı kedilere elimden geldiğince yardım ediyordum.
Oğlumla bir akşamüstü
gidip bakımsız olan büroyu temizlemeye karar verdik. Aldık malzemeleri gittik.
Büroda kimse yoktu işe koyulduk. Fakat bende ne olduğunu anlamadığım bir his
kafamı çevirip masaya bakmamı söyledi. Aman Allahım ne göreyim iki çift göz
bana bakıyor. inanamadım başta ne olduklarını bile anlamadım. Kendime gelmem
kısa sürdü.
Kuyruklarının ucuna
kadar kurumuş iki yavru kedicik küçücük vücutlarında hiçbir şey kalmamış adeta
içleri çekilmiş çok yaralı hasta hayvan gördüm ama böylesine hiç rastlamadım.
Yanlarında yazılı bir not buldum.
Bir aylık olan bu yavrular annelerinin yanlarından alınmış günlerce aç susuz
elden ele gezdirilmiş canlılıklarını yitirince Eskişehir´in işlek caddelerinden
birine bırakılmış büyük olasılıkla da gizli bir köşeden hangi araba nasıl
ezecek diye izlenmiş.
Bürodan alel acele eve getirdik. Kuruyan ağızlarını ılık süt ile açtık. Yavaşça
vücutlarını nemlendirdik. Biri kendine geldi. Diğerinin durumu ağırdı soluğu
veterinerde aldık. Gördükleri karşısında çok şaşıran veteriner kediciğe
zorlukla dokunabildi. Ateşi 40 derece olan yavruma iğne yapacak kası olmadığı
için ilaç vermedi. Ölecekti.
Dilek hanım üzülmeyin dedi. Boğazım düğüm
düğüm eve getirdim. Çene geriliğinden ve ateşinden dolayı güçlükle nefes alan
yavruma özel mama yaparak güçte olsa şırıngayla zorla besledim. Geceleri uyumadan
oturup onunla konuştum. Bir gece baktım ki mücadeleyi bıraktı ip gibi olan
boynu yana düştü.
Son bir mecalle bana
baktı bende gözlerine bakarak güzel yavrum neden gitmek istiyorsun bak sana
armağan edilmiş bir can var ve sen bana rast geldin, bu güne kadar da mücadele
ettik böyle beni ve kardeşini bırakıp gitmek varmı diye ağladım. Vücudunu yavaş
yavaş okşayarak ninniler söyledim. Gözlerini zorla açtı sürünerek geldi ve
minik patisiyle ağzıma dokundu. İşte o zaman beni anladığını fark ettim.
Benim minik yavrum mücadeleye devam dedi. İki ay kadar birlikte sabahladık.
Ninnilerimi duymak için yüzüme yattı. Şimdi beş yaşında simsiyah alımlı bir kız
ve hala yüzüme yuvarlanarak sığmaya çalışıyor. Ne kadar büyüdüğünün farkında
değil. Abisi ve dört kız kardeşi ile birlikte mutlu ve sağlıklı yaşıyor.
Vücudunda değişmeyen tek yeri baktığında insanı delip geçen güzel gözleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder