5 Oca 2011

Canımın içi canlar;


Çok sevgili kediciklerim iyiki varsınız!
Ah o beni bekleyişleriniz, mama torbasını gördüğünüzde sevinişleriniz, karnınız doyduktan sonra oyunlarınız Ben hayattan daha ne isterim.

Sizler elimin uzandıkları ya elimin uzanamadıklarım onlarında sizler gibi olmasını isterim… Bu kadar can yoldaşım olmasını da birçok acı, tatlı hikâyesi var acı kısmı biraz daha yoğunlukta tabi; Şehrin ücra köşelerinden, tehlikenin eşiğindeyken  karşılaştığım canların hikâyelerinden bazıları sizlere aktarayım.

ÇİROZ; 5 yıllık bir hikâye bu. Bir Kış günü karlar içerisinde acı bir miyavlama sesi duyduk o kadar küçüktü ki bir taştan bile farkı yoktu o cılız vücuduna rağmen kuvvetli sesiyle ne kadar çaresiz olduğunu anlatabildi. Elime aldığımda minicik suratında kocaman güzel gözleri titremesiyle birleşince ağlamamak için kendimi zor tutmuştum. O şimdi kocaman sağlıklı bir kız.

LOKUM; Duman  renkli bu tatlı kız bir kömürlükte bulundu. Annesi onun karnını doyurmak için kömürlüğün kapısından girerken  sıkışıp ölmüş. Bağırtılarını duyduğumuz bu yavruya bir süre kömürlüğe  koyduğumuz yiyeceklerle bakmaya çalıştık. Tabi her zaman ki gibi ev sahibinin sözleriyle bakamaz olduk. Onu oradan çıkarmayı başardık.7 -8 aylık gibiyken vicdansız bir insanın tekmesine maruz kalarak arka 2 bacağı tutmaz oldu. Zor şartlarda bütün çabalarımıza rağmen yapılabilecek bir şey olmadığını sakat kalacağını söylediler. bu güzel kızı eve getirdik 3–4 ay gibi bir süreyle sevgi ve bakımla yürür duruma geldi. Kocaman bir kız oldu ve iki tane kendi gibi tatlı lokumlar doğurdu. Şu an yavruları da kocaman.

HASRET; Kardeşim bu 2 aylık sarı oğlanı yolda bulmuş. Eve getirirken karşılaştığı bir bayan ısrarla bu sevimli oğlanı almış. Pişman olup tekrar bayanın tarif ettiği eve doğru ilerlerken evinin yakınlarında bayanı buluyorlar üstelik kediyi poşete koymuş. Bayanın elinden yavruyu tekrar alıyorlar. Hasretin hikayesi yanımızda böyle başladı. Evimize misafir olan Hasretin bir süre sonra ağır bir hastalığı ortaya çıktı.Veterinere götürdüğümüzde yaşamaz ölür dediler başında nöbetleşe durduğumuzu hatırlıyorum.Ve evet işte sevginin gücü yavaş yavaş kendini toparladı. O annemin en büyük hayranıydı annem yatmadan yatmaz onun yatmasını beklerdi hatta onu kıskanırdı. O şimdi kocaman bir oğlan.

DUMAN; Dumanı bir buçuk aylıkken Eskişehir’in en merkezi yerinde  Hamam yolunda insanların içinde dolaşırken ve üstelik tekmeler üstünde savrulurken bulduk. O kadar  tatlıydı ki alıp hemen bağrımıza basıp evin yolunu tuttum. Sevmek için kucağına alan yaşlı komşumuz biz yanlarında yokken bir anlık dalgınlıkla kaybetmiş. Ablam o kadar üzülmüştü ki etraftaki bütün sokakları aramaya başladık ve ablam elinde dumanla geldi nerde bulmuş dersiniz bir grup çocuk ellerinde kum kovalarıyla yavruyu gömerken... Duman çok uzun zaman yaşadı  ama kendini bilmez bir şoför tarafından ezilerek öldü gerisinde 1 aylık bile olmayan 4 yavru bıraktı. Canların hikâyeleri bitmez ama en güzeli bir canın hayatını kurtarma hissinin mutluluğu. Hikayelerini yazamadığım bebeklerim Mısır, Kilim, Topak, Civciv, Yumak, Kınalı, Gurbet, Efe, Pamuk, Kaymak, Limon, Kardelen, Biber, Fıstık,Tarçın, Badem, Kart,Fındık ,Yumuş .

BUNLAR ŞANSLI OLANLAR YA UZANAMADIKLARIM…        


     NİLAY ELGAY                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder