27 Oca 2011

PUNKY İLE TANIŞMAMIZ


Çocuklarım yetişkin olup birer birer evden ayrıldıktan sonra, biz bir karı bir koca kaldık evde.
O kalabalık olduğumuz günler hepsi geride kaldı. Keşke hiç büyümeselermiş, keşke hep öyle kalsalarmış. Doğa kanunu tabi, bizde ailelerimizi zamanı gelince bırakmadık mı ? Evlenip yuva kurmadık mı ? Cevabinizi duyar gibi oluyorum.

Tabi ki hepimiz ayni yollardan geçtik.
Dolayısıyla ev bayağı bir sessizleşti. O esnada eşimi uzun ısrarlarımla bir kedi almaya razı etmiştim. Komsumuzunda yardımıyla bir kaç kedinin bulunduğu bir barınağa gittik.

Küçük büyük siyah beyaz kedilerin arasından Punky ile o gün orada karşılaştık. Önce dikkatlice gözlerimiz birleşti, uzun uzun bakıştık. Yukarıda sepetinin içindeydi. Sonra nasıl olduğunu anlamadım biran kucağıma sıçradığını farkettim. Kollarımın icindeydi, sanki beni al diyordu. Ertesi gün aldığımız yere telefon ettim ve izah ederek nedenini sordum.
Telefonun ucundaki Bay Schweißer uzun bir kahkaha attı.
Nereden bilebilirdim ki o hırlamaların ne anlama geldiğini. Daha önce hiç kedim olmamıştı ki.
Meğerse bizden çok hoşlanmış. Hoşlandığını belli ediyormuş hırlayarak.
Yaklaşık dört yıldır beraberiz. Bütün boşluğumuzu doldurdu kedilerimiz.

Punky `den sonra Assy`yi aldik.

Anlayacağınız iki kedimizle bir yaşam, bir aile oluşturduk. Onlarla çok mutluyuz. Onlarda bizimle olmaktan çok mutlu, biz nereye onlar oraya.

Yani biz Kedi anası ve Kedi babası olduk anlayacağınız...

Sonia Varol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder