13 Oca 2011

TRİBÜN MAĞDURU


Şiddet öylesine içimizde kol geziyor ki; Bir ayrıntı var kafama takılan; Gücü yeten yetene birebir denk güçte olan şiddet haberleri pek duymayız ve göremeyiz. Televizyonlarda, gazetelerde sık sık duyulur Yaşlılara, Çocuklara, Hayvanlara, Sporda Şiddet, Kadına Şiddet, zaman zaman kadınların erkeklere uyguladığıda olur. Cinsiyet farketmezsizin şiddet uygulayan ve mağdurları var.
Şiddetle iç içeyiz…Benim değineceğim konuda şiddet uygulanan ortamda  o şiddettin mağduru hiç olmayacak kişi vardı.
Futbol tribünlerinde gördüğümüz şiddetin en masum mağduru bembeyaz bir tavşancık.Asıl yaşam alanları dağlar,bayırlar,kırlar olan,bu hayatta amacı sadece yaşamak olan Allah’ın yarattığı güzelliklerden bir can.Stadyumda bir tavşan kulaklarından tutulmuş bir kişi tarafından sallanıyor……
Hemen  bir Empati kuralım;Her  yer kalabalık,karmaşık,gürültülü,kulaklarım acıyor,hiçbir cinsim yok,midem bulanıyor,kalbim güp güp atıyor,korkuyorum,beni neden şiddetle birilerine gösteriyorsunuz .(Kusura bakmayın ben insan olduğum için tavşanın çektiklerini yazmaya daha fazla dayanamıyorum)Daha sonra nemi oluyor yeşilliklere kafa üzeri çakıldığı görülüyor.Son aldığımız habere göre garib’in ayağı kırılmış sözde sahibi tedavi ettirmiş evindeymiş……
Sanki spor karşılaşmalarında çocuklar, kadınlar vakit geçirmek için giden emeklilerde şiddetle karşılaşıyor dediğinizi duyar gibiyim…
Bende Onüç yıldır sporun içinde bir kaç branşda karşılaşmaya çıkan ve iyi bir seyirci olduğumu düşünüyorum; Evet insanlarda yaralanıyor, parası çalınıyor, ocağı sönen bile var.
Birde kafasında şişe patladıktan sonra maç skoru soranlar,özel bir karşılaşmada arbadenin çıkacağını bile bile o maçı izlemeye giden bayanlar,hatta çocuklarını götürenler bile var.Yetişkin,aklı başında olanlar bilirde ben yinede bir hatırlatmada bulunayım Bunların hepsi insanın kendi iradesi ile oluyor…..
         Hak etmedi o tavşan yaşam alanından koparılmayı,Hak etmedi ufacık kafeslere tıkılıp pet shop camlarında sergilenmeyi, Hiç mi HİÇ HAKETMEDİ futbol tribünlerinde hırpalanmayı……

Yazan: Serkan Kıdak


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder