3 Şub 2011

AFFET BİZİ FISTIK



Fıstık belki de bizim ilk savaşımız, ilk kavgamız mücadelemizin  ilk kahramanlarındandı. Seneler önce bir yaz günü parkta çocukların oyununun ortasında kalan şaşkın bir yavru. Fıstığımızı ilk gören annemdi.


Parka onun yanına indiğimizde çocukların elinde bir yavru olduğunu söyledi. Hemen gidip ellerinden aldım o kadar tatlıydı ki saatlerce gülümseyerek seyrettik. Çizgi film kahramanı demiştik.

 Ne yazık ki  o zaman imkânlarımız daha kısıtlıydı. Arka bahçemizde ona güzel bir düzen kurduk; ama unuttuğumuz bir şey vardı. zararsız bir canın varlığından mutsuz olan komşularımız. Bu canı sığdıramayanlar bir araba zabıtayı evimize getirdiler. Atlattık ama üzüldük . Peki ya bir komşumuzun eline alıp onu uzak bir yere atmak için arabasına binerken babamın bu olaya tanık olması ve komşuya sitem etmesi daha ne olaylar. Her defasında fıstığımızı kurtardık. Şunu da anlamaya başladık ki hayvan sevmeyen insanlara merhameti anlatamıyor bu sevgiyi veremiyorsun. Bu insanlar canlara bakanlara sevenlere bizde onlara düşman oluyoruz. Fıstığımızı genç bir kız yapmıştık. Büyümüş kendini kurtarmış hale gelmişti. Gezer dolaşır ama apartmanımızın kapısına da mutlaka dönerdi. Bazen eve çıkarır oynaşır doyurur yine serbest bırakırdık.

 Evde durmayı fazla sevmezdi . Çokta akıllıydı. Bize ne kadar düşkün olduğunu evimizin kapısına gelip miyavlamasıyla anlatıyordu. Ona hayran olan bir kaç komşumuzda vardı. Üst kat komşumuz onun apartmana girip asansörle çıkıp kapımızda miyavladığını hayranlıkla anlatırdı.

Ailemizin bir parçası annemin maskotuydu o.Bir gün göremesek telaşa düşerdik .Artık  fıstığımızın anne olma zamanı gelmişti. Üç bebeği olmuş apartmanın önüne taşımış ,kapı kapalı olduğu için girememiş.Eczacı amcamız kıyamayıp içeri almış yavruları ve fıstık annemizi .Eczanenin üst katında misafir oldu bir süre orda büyüttü bebişlerini . Böyle zaman geçti .Bir kaç kere daha anne oldu hatta çok emzirmekten arka ayakları geçici olarak tutmaz hale geldi . Çok zorluklar çekti  çileli bir anne oldu o . Son hamileliğinde terketti bizi yada yine götürüp uzaklara attılar diye düşündük. Zaman geçiyor umudum tükeniyordu .Yaşadığımız tesadüfe biz bile inanamadık kader dedikleri böyle bir şey olsa gerek .Canlarımıza yiyecek almak için çıkmıştık dönüş yolumuzda bir sokağa saptık eski bir apartmanın önünde bir arabanın kenarında fıstığımız acıyla miyavlıyordu.Sevindik ,şaşırdık onun haline üzüldük çünkü bizimle gelmiyor kapıda miyavlıyordu .Yanında beklerken kapı açıldı çıkan kişi onun bodrumda yavruları var deyince anladık fıstığımızı. Bodruma indiğimizde dört yavru vardı. Bir süre tüm zorluklara rağmen bize yabancı olan bu binaya girip çıkmak zorunda kaldık .Fıstık bize yavrularını gösterinceye kadar. Tepkide almaya başlamış üzücü sözlere maruz kalmıştık.Elimizde bir kutu ile yola çıktık fıstığı ve yavruları alıp getirdik.İşte en zor an nerde bakacaktık onlara .Aslında karşımızdaki bakkalın sahibi bir süre önce bakmak istediklerini çok sevdikleri söylemişlerdi.Bu söze güvenerek yardım istedik çok sevindiler beraber götürdük . Bahçelerinde  çok güzel bir yer yapıldı sık sık bizde gidip bakıyorduk. İşte canımızın yandığı o gün kötü haberi aldık hayvanları sevmeyen yan komşu bahçelerine geçiyorlar  diye zehirlemişti.

Bu canları eli hiç titrememişmiydi yüreği hiç yanmamışmıydı . Bu nasıl bir insanlık ezilen bir iki domates fidesine değermiydi bu canları .Fıstığımızı ve yavrularını böyle yitirdik .Yüreğimiz yandı.Ben hep şunu düşündüm bugün bu canlara böyle bir sebeple kıyan ,yarın menfaatine dokunan bir insana neler yapar ?

 Şu söze çok inanıyorum hayvan sevmeyen insanda sevemez .AFFET BİZİ FISTIK SENİ KORUYAMADIK ;çünkü zarar verenler koruyanlardan daha fazla .Dilerim bu denge bozulur ve tersine döner .

Nilay Elgay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder