Bağırsak sorunlarının belirtileri şunlardır :
- İshal
- Kabızlık
- Doğuştan gelen bozukluklar
- Tüy topağı tıkaması
- Yabancı cisim tıkaması veya yaralaması
- Parazitler
- Enfeksiyonlar
- Tümörler
- Kolit, proktit, bağırsak ülseri
- Koksidiyoz Enfeksiyonu (özellikle yavru kedilerde görülen bu hastalığın nedeni bir tür protozoadır)
Yangı(bakteri,
parazit veya besin alerjisi gibi nedenlerden bağırsakların mukozasında
yayılan yangılı hücreler nedeniyle oluşur )
Kedilerin bağırsakları, tüm etçil hayvanlardaki gibi, otçullara oranla kısadır. Ortalama boy ve kilodaki yetişkin bir kedinin bağırsağı yaklaşık 20 cm’dir. Bağırsaklar, alınan besinlerin emildiği yerler olması nedeniyle, genel hayvan sağlığı üzerinde çok etkilidirler.
Kedilerin bağırsakları, tüm etçil hayvanlardaki gibi, otçullara oranla kısadır. Ortalama boy ve kilodaki yetişkin bir kedinin bağırsağı yaklaşık 20 cm’dir. Bağırsaklar, alınan besinlerin emildiği yerler olması nedeniyle, genel hayvan sağlığı üzerinde çok etkilidirler.
Normal şartlarda, sindirim
sistemindeki ve bağırsaklardaki doğal flora dengesi kediyi korur. Ancak
bu floradaki denge bir sebepten bozulursa, sorunlar ortaya çıkmaya
başlarlar. Bilinçsiz kullanılan parazit ilaçları, antibiyotikler, yanlış
ve/veya dengesiz beslenme, çiğ et ve balık veya çevreden alınan
mikroplarbağırsak florasını bozar. Faydalı mikroorganizmalar ortamdan
yok oldukça, yerini fırsatçı ve zararlı mikroorganizmalar alır ve bu da
kediyi hastalıklara açık bir hale getirir. Sanılanın aksine kedilerin
sindirim sistemleri hassastır.
Kedilerimizin bağırsak sağlığını korumak için bize düşen sorumluluklar nelerdir:
Beslenme:Çiğ besin vermemeli,
kedimizin kaliteli besinlerle beslenmesine dikkat etmeliyiz. İster kuru
mama ister ev yemeği ile besleyelim mutlaka taze, temiz ve kaliteli
besin kullanmalıyız. Ani besin değişikliklerinden mutlaka kaçınmalıyız.
Kuru mama ile beslenen kedilerde mama değişikliği sadece bağırsaklarda
değil tüm sindirim sistemi florasında değişikliğe yol açar. Ani
değişimler ishale yol açar. Bu nedenle kuru mamanın markasını veya
çeşidini değiştirirken, üretici firmanın da pakette belirttiği şekil ve
sürede geçiş yapmalıyız.
Kedilerimizin mamalarının taze
kalması için özenli davranmalı, bayatlamış, kokmuş yiyecekleri onlara
sunmamalıyız. Bunun için sık sık ve azar azar beslemek en uygun yoldur.
Mama kabını ağzına kadar doldurup 2-3 günde yemesini beklemek pek de
sağlıklı değildir.
Ev maması veriyorsak, mutlaka temiz ve taze olarak hazırlamalıyız. Balık kullanıyorsak, kılçıklarını dikkatlice ayıklamalıyız. Öğünlük olarak hazırladığımız mamadan artan olursa, yarım saat içerisinde tüketilmediği takdirde kedimize yedirmemeliyiz. Yaş mamalar çok çabuk bakteri üretirler. Üreyen bu bakteriler de kedi için zararlıdır. Bu, konserve mamalar için de geçerlidir.
Ev maması veriyorsak, mutlaka temiz ve taze olarak hazırlamalıyız. Balık kullanıyorsak, kılçıklarını dikkatlice ayıklamalıyız. Öğünlük olarak hazırladığımız mamadan artan olursa, yarım saat içerisinde tüketilmediği takdirde kedimize yedirmemeliyiz. Yaş mamalar çok çabuk bakteri üretirler. Üreyen bu bakteriler de kedi için zararlıdır. Bu, konserve mamalar için de geçerlidir.
Kediler için hazırladığımız ev
mamaları, insanlara yönelik olmamalı. Salça, soğan, baharat türü
yiyecekler içermemeli (mama tarifleri sitemizde ve diğer sitelerde
mevcuttur).
İçilebilirlik şartları taşımayan
musluk sularını kedilerimize vermemeliyiz. Aşırı klor, mineral
dengesizliği, mikroplar tıpkı bizler gibi kedimizin de sağlığını
etkileyeceği için, kedimizin su kabına içme suyu koymalıyız.
Dışkı kontrolü: Düzenli olarak
dışkı testi yaptırmalı ve varsa, parazitler için uygun
ilaçlarkullanmalıyız. Parazitler kedilerin besinlerine, yaşam
şekillerine göre zamanla oluşabilir veya dışarıdan alınabilir. Bu konuda
veterinerle görüşmeli ve mutlaka dışkı testinin sonucu doğrultusunda
uygun bir parazit ilacını, yine veterinerimizin önerdiği doz ve sürede
kullanmalıyız.
Kedilerde, sağlıklarının en önemli
göstergelerinden biri de dışkı kalitesidir. İshal, kabızlık, dışkıda
kan, dışkıda renk değişikliği, sümüksü akıntılar hastalık habercisi
oldukları için, mümkün olduğunca dışkı takibi yapılmalıdır. Bu tür bir
takip hem hastalıkların erken fark edilmesi hem de doğru teşhisi için
önemlidir. Bir günü aşan ishal ve kabız durumunda hemen veterinerinize
başvurunuz. Önemsiz görülen bu tür durumlar, ihmal edildiğinde ölümcül
olabilmektedir. İshal, bazen önemsiz bir nedenden olabildiği gibi bazen
de hastalık habercisidir.
Tıkanmaları önlemek: Kedilerde
bağırsak tıkanmasına yol açan, en sık görülen durumlardan biri tüy
topaklarıdır. Tüy topaklarının oluşumunu önlemek için, kedimizi düzenli
olarak taramalı ve tüy topağı eritici macun veya tabletler
kullanmalıyız. Dışarı çıkmayan ev kedileri için, midelerinde biriken
tüylerin atımını sağlamak amacıyla piyasada satılan kedi çimlerinden de
kullanabiliriz. Eğer bu tür bir ürünü sağlayamıyorsak, haftada 1-2 kere
bahçeden toplayıp iyice yıkadığımız bir tutam çim de işimizi görür.
Böylece midedeki tüyler bağırsaklara inerek topaklara yol açmayacaktır.
Tıkanmaya yol açan diğer bir neden de urlardır. Bunlar ancak ilaç tedavisi ve/veya ameliyat ile yok edilir.
Yabancı cisimlerde nadiren de olsa
bağırsak tıkanmalarına yol açabileceği için, kedimizin bu tür cisimlere
ulaşmaması için tedbir almalıyız.
Yaralar: Ülser, kolit, proktit
türü yaralar kedilerde nadir olarak görülseler de, teşhis ve tedavisi
önemlidir. Veteriner tarafından teşhis ve tedavi edilmelidir. Bu tür
hastalıkların nedeni genetik veya mikrobik olabilir.
Bunların dışında, bağırsakta yara
açılmasına neden olan dış etkenler konusunda da dikkatli olmalıyız.
Yutması halinde tehlike oluşturacak şeyleri (ip, iplik, çivi, raptiye,
iğne, düğme, alüminyum folyo…)ortalıkta bulundurmamalı ve kedimizin
oynamasına izin vermemeliyiz. Eğer bu tür bir cismi yuttuğundan
şüphelenirsek hemen veterinere başvurmalıyız.
Temizlik: Hijyen ve temizlik
kurallarını kedimiz için de uygulamak, bilhassa kum kabının temizliğine
dikkat etmek önemlidir. Kum kabındaki kumların temiz kalması için, sık
sık temizlenmesi gereklidir. Mikrobik bir ortam olan kum kaplarını belli
aralıklarla yıkamalı ve dezenfekte etmeliyiz. Bu hem bizim, hem de
kedimizin sağlığı için önemlidir.
Mikrop, bakteri ve parazitlerdende
kedimizi korumalıyız. Ev ortamında yaşayan kediler, sokağa çıkan
kedilere oranla bu tür hastalık yapan etkenleri çok nadiren alırlar.
Yine de düzenli olarak parazit aşısı yaptırmak faydalıdır. Eğer kedimiz
sokağa çıkıyorsa, aşıya ilave olarak, değişik türde parazitleri de
önleyici ilaçlar için veterinere danışmalıyız.
Pire, kene türü dış parazitler için
de mutlaka tedbir almalıyız. Pireler “toxoplasma gondii” denilen,
toksoplazma olarak bilinen son derece tehlikeli bir parazitin de
taşıyıcısıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder