27 Oca 2012

KEDİLERDE OLUŞAN BAĞIRSAK RAHATSIZLIKLARI



Bağırsak sorunlarının belirtileri şunlardır :
  1.     İshal
  2.    Kabızlık
  3.   Doğuştan gelen bozukluklar
  4.   Tüy topağı tıkaması
  5.   Yabancı cisim tıkaması veya yaralaması
  6.   Parazitler
  7.   Enfeksiyonlar
  8.   Tümörler
  9.   Kolit, proktit, bağırsak ülseri
  10.  Koksidiyoz Enfeksiyonu (özellikle yavru kedilerde görülen bu hastalığın nedeni bir tür protozoadır)
Yangı(bakteri, parazit veya besin alerjisi gibi nedenlerden bağırsakların mukozasında yayılan yangılı hücreler nedeniyle oluşur )
Kedilerin bağırsakları, tüm etçil hayvanlardaki gibi, otçullara oranla kısadır. Ortalama boy ve kilodaki yetişkin bir kedinin bağırsağı yaklaşık 20 cm’dir. Bağırsaklar, alınan besinlerin emildiği yerler olması nedeniyle, genel hayvan sağlığı üzerinde çok etkilidirler.
Normal şartlarda, sindirim sistemindeki ve bağırsaklardaki doğal flora dengesi kediyi korur. Ancak bu floradaki denge bir sebepten bozulursa, sorunlar ortaya çıkmaya başlarlar. Bilinçsiz kullanılan parazit ilaçları, antibiyotikler, yanlış ve/veya dengesiz beslenme, çiğ et ve balık veya çevreden alınan mikroplarbağırsak florasını bozar. Faydalı mikroorganizmalar ortamdan yok oldukça, yerini fırsatçı ve zararlı mikroorganizmalar alır ve bu da kediyi hastalıklara açık bir hale getirir. Sanılanın aksine kedilerin sindirim sistemleri hassastır.
Kedilerimizin bağırsak sağlığını korumak için bize düşen sorumluluklar nelerdir:
     Beslenme:Çiğ besin vermemeli, kedimizin kaliteli besinlerle beslenmesine dikkat etmeliyiz. İster kuru mama ister ev yemeği ile besleyelim mutlaka taze, temiz ve kaliteli besin kullanmalıyız. Ani besin değişikliklerinden mutlaka kaçınmalıyız. Kuru mama ile beslenen kedilerde mama değişikliği sadece bağırsaklarda değil tüm sindirim sistemi florasında değişikliğe yol açar. Ani değişimler ishale yol açar. Bu nedenle kuru mamanın markasını veya çeşidini değiştirirken, üretici firmanın da pakette belirttiği şekil ve sürede geçiş yapmalıyız.
Kedilerimizin mamalarının taze kalması için özenli davranmalı, bayatlamış, kokmuş yiyecekleri onlara sunmamalıyız. Bunun için sık sık ve azar azar beslemek en uygun yoldur. Mama kabını ağzına kadar doldurup 2-3 günde yemesini beklemek pek de sağlıklı değildir.
Ev maması veriyorsak, mutlaka temiz ve taze olarak hazırlamalıyız. Balık kullanıyorsak, kılçıklarını dikkatlice ayıklamalıyız. Öğünlük olarak hazırladığımız mamadan artan olursa, yarım saat içerisinde tüketilmediği takdirde kedimize yedirmemeliyiz. Yaş mamalar çok çabuk bakteri üretirler. Üreyen bu bakteriler de kedi için zararlıdır. Bu, konserve mamalar için de geçerlidir.
Kediler için hazırladığımız ev mamaları, insanlara yönelik olmamalı. Salça, soğan, baharat türü yiyecekler içermemeli (mama tarifleri sitemizde ve diğer sitelerde mevcuttur).
İçilebilirlik şartları taşımayan musluk sularını kedilerimize vermemeliyiz. Aşırı klor, mineral dengesizliği, mikroplar tıpkı bizler gibi kedimizin de sağlığını etkileyeceği için, kedimizin su kabına içme suyu koymalıyız.
     Dışkı kontrolü: Düzenli olarak dışkı testi yaptırmalı ve varsa, parazitler için uygun ilaçlarkullanmalıyız. Parazitler kedilerin besinlerine, yaşam şekillerine göre zamanla oluşabilir veya dışarıdan alınabilir. Bu konuda veterinerle görüşmeli ve mutlaka dışkı testinin sonucu doğrultusunda uygun bir parazit ilacını, yine veterinerimizin önerdiği doz ve sürede kullanmalıyız.
Kedilerde, sağlıklarının en önemli göstergelerinden biri de dışkı kalitesidir. İshal, kabızlık, dışkıda kan, dışkıda renk değişikliği, sümüksü akıntılar hastalık habercisi oldukları için, mümkün olduğunca dışkı takibi yapılmalıdır. Bu tür bir takip hem hastalıkların erken fark edilmesi hem de doğru teşhisi için önemlidir. Bir günü aşan ishal ve kabız durumunda hemen veterinerinize başvurunuz. Önemsiz görülen bu tür durumlar, ihmal edildiğinde ölümcül olabilmektedir. İshal, bazen önemsiz bir nedenden olabildiği gibi bazen de hastalık habercisidir.
     Tıkanmaları önlemek: Kedilerde bağırsak tıkanmasına yol açan, en sık görülen durumlardan biri tüy topaklarıdır. Tüy topaklarının oluşumunu önlemek için, kedimizi düzenli olarak taramalı ve tüy topağı eritici macun veya tabletler kullanmalıyız. Dışarı çıkmayan ev kedileri için, midelerinde biriken tüylerin atımını sağlamak amacıyla piyasada satılan kedi çimlerinden de kullanabiliriz. Eğer bu tür bir ürünü sağlayamıyorsak, haftada 1-2 kere bahçeden toplayıp iyice yıkadığımız bir tutam çim de işimizi görür. Böylece midedeki tüyler bağırsaklara inerek topaklara yol açmayacaktır.
Tıkanmaya yol açan diğer bir neden de urlardır. Bunlar ancak ilaç tedavisi ve/veya ameliyat ile yok edilir.
Yabancı cisimlerde nadiren de olsa bağırsak tıkanmalarına yol açabileceği için, kedimizin bu tür cisimlere ulaşmaması için tedbir almalıyız.
     Yaralar: Ülser, kolit, proktit türü yaralar kedilerde nadir olarak görülseler de, teşhis ve tedavisi önemlidir. Veteriner tarafından teşhis ve tedavi edilmelidir. Bu tür hastalıkların nedeni genetik veya mikrobik olabilir.
Bunların dışında, bağırsakta yara açılmasına neden olan dış etkenler konusunda da dikkatli olmalıyız. Yutması halinde tehlike oluşturacak şeyleri (ip, iplik, çivi, raptiye, iğne, düğme, alüminyum folyo…)ortalıkta bulundurmamalı ve kedimizin oynamasına izin vermemeliyiz. Eğer bu tür bir cismi yuttuğundan şüphelenirsek hemen veterinere başvurmalıyız.
     Temizlik: Hijyen ve temizlik kurallarını kedimiz için de uygulamak, bilhassa kum kabının temizliğine dikkat etmek önemlidir. Kum kabındaki kumların temiz kalması için, sık sık temizlenmesi gereklidir. Mikrobik bir ortam olan kum kaplarını belli aralıklarla yıkamalı ve dezenfekte etmeliyiz. Bu hem bizim, hem de kedimizin sağlığı için önemlidir.
Mikrop, bakteri ve parazitlerdende kedimizi korumalıyız. Ev ortamında yaşayan kediler, sokağa çıkan kedilere oranla bu tür hastalık yapan etkenleri çok nadiren alırlar. Yine de düzenli olarak parazit aşısı yaptırmak faydalıdır. Eğer kedimiz sokağa çıkıyorsa, aşıya ilave olarak, değişik türde parazitleri de önleyici ilaçlar için veterinere danışmalıyız.
Pire, kene türü dış parazitler için de mutlaka tedbir almalıyız. Pireler “toxoplasma gondii” denilen, toksoplazma olarak bilinen son derece tehlikeli bir parazitin de taşıyıcısıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder