Kamuoyunun
ve hayvanseverlerin yakından takip ettiği gibi "hayvanlara uygulanan insanlık
dışı fiillerin son bulması için" 2009 yılı Eylül ayında, İstanbul Barosu
Hayvan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan ve ; sanatçı Tuna Arman'ın Türkiye'de hayvan hakları için yapılan en
uzun soluklu ve etkin 50 günlük oturma
eylemi süresince toplanan 250 bini aşkın
imza ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan madde bazında değişiklik teklifi,
yasalaşma yolunda sona doğru yaklaşmıştır.
Tuna
Arman'ın bu eylemi boyunca toplanan 250
bini aşkın imza, eylemi takiben katlanarak artmış ve belirli aralıklarla
Meclis'te bulunan teklif dosyasına eklenmek üzere teslim edilmiştir. Halk bu
harekete büyük destek vermiş;" Mahallede bir hayvan tecavüzcüsü yaşıyor
ise, o mahallenin çocukları da asla güvende değildir" cümlesinin
ciddiyetini ve bu konudaki kararlı taleplerini
imzalarıyla göstermiştir.
5199
Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, lafzında hayvanları korumak üzere metnedilmiş
olmasına rağmen fiiliyatta yeterli olamadığı kısa sürede anlaşılmıştır. Çok sayıda işkence, kötü muamele, zevk için
öldürme ve en kötüsü de hunharca yöntemlerle yapılan sonu gelmez tecavüz
vakalarının önlememesi, kamu vicdanını sürekli
yaralayan; bunun sonucunda da hayvanları korumak isteyenlerle, failler
arasında " bu suçların cezasız kaldığı" yönündeki yargıyı keskinleştiren büyük bir
adaletsizliğe dönüşmüştür. Gerekçelerimizde de belirttiğimiz ve önemle üstünde
durduğumuz gibi, hayvan meselesi diye
yasal olarak yaptırıma bağlanmayan vakalar hızla artarak insanlar arasında hatırı sayılır çoklukta
adli sorunlara dönüşmektedir. Bu durum da hayvanlarla ilgili taleplerin
yargı yükünü artırmak değil baştan önleyerek azaltmak için mutlaka düzenleme
gerektiğini ortaya koyuyor.
Aslında pek çok bölümünde ıslah gereken 5199 Sayılı Kanunda bu nedenle
öncelikle "hayvanlara işkence ve tecavüzün kesin olarak TCK kapsamında cezalandırılması" yönünde bir çalışma yaparak, hukuki, sosyal
ve teknik gerekçeleriyle birlikte TBMM’ne sunduk. Hayvanlara işkence ve tecavüze hayır
söylemiyle 50 günlük aktif oturma eylemi neticesinde Tuna Arman' ın"
Mahallede bir hayvan tecavüzcüsü yaşıyor ise, o mahallenin çocukları da asla
güvende değildir" gerçeğini her gün tekrarlayarak topladığı binlerce imza da insanların bu konudan duyduğu büyük
rahatsızlık ve endişenin sadece bir kısmıdır.
Bir tek vekilimizin bile "Hayvanlara işkence edenler, öldürene
kadar tecavüz edenler, hunharca hisle öldürenler suçlu değildir,
cezalandırılmasın" demeyeceğinden kesinlikle eminiz. Bu düzenleme İnsan
Hakları için de büyük bir adımdır. Çünkü bu suçların failleri genellikle
sanıldığı gibi eğitimsiz cahil aylak
kimseler olmayıp, toplumun her
kesiminden, meslek grubundan eğitimli, kariyer sahibi insanlar da
olmaktadır. Kamu vicdanının
"SUÇ" dediğine yasal olarak da "SUÇ" denilmesi artık an
meselesidir. Külliyen bakıldığında ekonomik, ananevi, folklorik çok fazla hüküm
içeren 5199 SK. Nun tamamen değiştirilmesi iyileştirilmesi zaman alıcı ve
tartışmalar getirebilecek bir tercih olacağı için en acil, en adil, hiç
kimsenin hiç bir nedenle hayır diyemeyeceği
maddelerden başlamak en doğrusudur. Zira
cezalandırılmayan ve özünde tamamen "şiddet barındıran" bu
eylemlerin gitgide kanıksanarak
toplumsal huzur açısından daha da tehlikeli bir hal almaya başladığı herkesin malumudur.
Bu, düzenlenmesi gereken başka uygulamalar için de önemli ve temel bir adım
olacaktır.
5199
SK. 14 ve 28 maddelerinde belirlenen fiillere ait yaptırımların TCK.na (151-151) eklenmesi önerilen cezai
maddelerle (idari para cezalarının 3-5 yıl arasında hürriyeti bağlayıcı ceza
ile) karşılanması temelinde hazırlanan yasal düzenleme teklifimiz sağlam
gerekçelerle desteklenmiştir. Yaygın zehirlemelere karşı 181 Md. içinde de
küçük bir ekleme yaptığımız talebimizin özü olan cezai yaptırıma ek olarak tüm
kanun metninden "süs hayvanı, evcil, sahipli, sahipsiz hayvan"
terimlerine dayalı ayrımcılığın çıkartılması ve hayvan ‘dan "mal"
değil "canlı" olarak
bahsedilmesi önerilmiştir. Hayvana karşı, yasaklanmış suçları işleyenlerin
okul, hastane, sağlık kuruluşları,
kantin , okul servisleri gibi yerlerde çalıştırılmaması da önerilerimiz
arasındadır
Uzun
zamandır herkese ulaştırmaya çalıştığımız ve son derece olumlu karşılanan,
tartışmasız herkesin gönül birliğiyle "evet" dediği bu adil ve hakkaniyetli düzenleme için TBMM.
nin de artık zaman kaybetmeyeceğinin işaretlerini Sayın meslektaşımız
Av.Ayşenur Bahçekapılı'dan, Marmara
Üniversitesi'nden hocamız olan Sayın Av.Mustafa Şentop ve bu konuda duyarlı başka vekillerimizden mütemadiyen alıyoruz. Hayvan koruma
amaçlı diğer grup ve oluşumların da yasa
ile ilgili teklif ve çalışmalarının
olması, duyarlılığın artması ve sosyal talep yönünden son derece olumludur. Bu çalışmalara
fiilen katılan, destek veren ve önayak olan herkese teşekkür ediyoruz.
Teknik
ve hukuki gerekçelerle, sona yaklaşan gelişmeleri ayrıntılarıyla zaman zaman
paylaşmaya devam edeceğiz. Hayvan
yararına değişik kurum ve derneklerce
yapılan bütün samimi düzenlemelerin de
destekçi ve takipçisiyiz. Gerçekten hayvan yaşam hakkı için yapılan samimi
çalışmaların hepsi ayrı ayrı kıymetlidir.
Lütfen
TBMM. deki bütün vekillerimize yazmaya ve "asillerin canının çok
yandığını, bu pozitif düzenlemenin büyük bir heyecanla beklendiğini" her
gün hatırlatınız. Ne kadar çok farkında olmalarını sağlayabilir ve ısrarlı
olursak,sonuca o kadar çabuk ulaşacağız.
En kısa zamanda müjdeli haberi paylaşmak dileğiyle
02/02/2012 Av. Hülya Yalçın
İB.Hayvan
Hakları Komisyonu Başkanı
İB.SEM.
Hayvan Hakları Öğr. Görevlisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder