3 Ara 2012

BARINAKLARDAKİ CANLAR




Bakım evinin kapısı açılıpta birileri içeri girdiğinde evlerden atılmış köpekler” beni almaya geldiler.”diye sevinç çığlıkları atarlar. Ön patilerini tellere dayayıp buradayım dergibi bağırırlar, oyuncu küçük köpekler o evlerde öğrendikleri takla atma el verme gibi numaralarını yapmaya başlarlar, hepsinin gözü kapıdan içeri girenlerdedir. Kimisi o gelenler bizimkiler seninkiler değil dercesine yanındaki köpeği pataklar. Bir sevinç fırtınası eser barınakta kimisi kapatıldığı tel kafesin kapısına kadar koşup koşup döner, kendilerini almaya gelenleri görmek için çırpınırlar irili ufaklı köpekler sevinç çığlıkları birbirine karışır, ama kimse gelip onları oradan almaz. Gelenler gittiğinde arkalarından son bir kez bakıp hüzünle tellerin arkasındaki köşelerine çekilirler.

Böyledir belediyelerinköpek bakımevleri, oradaki insanlara biyolojik olarak en yakın bir büyümeyençocuk zekasına sahip canlılardır. Bizlere bağlanırlar, severler, özlerler, üzülürler bunu insanoğlu anlamak istemez. Bakımevinde görevliler ise köpeği öldürürler.

Sebep içlerinden birinin, belediye veterinerlerinin hayvanlara aşı yapmaması ve bakımsızlık yüzünden kuduz gözükmesidir.

Bir insan da bulaşıcı hastalık görüldüğünde tüm mahalledekileri öldürelim mi ?

Bu belediyeye yakışır mı bölgenizde bir bakımevi varsa gidip bakın Nazi Almanya’sındaki bir ölüm kampı gibidir. Çoğu aklı sevgisi olan canlıları toplayıp tellerin arkasına kapatmak onlara yardım için değil onları sevmeyenlere ve istemeyenlere hizmet içindir. Gözleri bakımevinin kapısında öğle beklerler onları, bir gelen olduğunda sevinç çığlıkları atılır. Küçük kaniş takla numarasını yapar, setter durduğu yerde zıplar, kangal kırması çıkış kapısına doğru koşup koşup döner; ama onlar insanoğlunun merhametsizliğinin farkında değildirler.

Bir gece o kapıdan canavar girer içeriye insan kılığında………..


ALINTIDIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder