Bakım evinin kapısı açılıpta birileri içeri girdiğinde evlerden atılmış köpekler” beni almaya geldiler.”diye sevinç çığlıkları atarlar. Ön patilerini tellere dayayıp buradayım dergibi bağırırlar, oyuncu küçük köpekler o evlerde öğrendikleri takla atma el
verme gibi numaralarını yapmaya başlarlar, hepsinin gözü kapıdan içeri
girenlerdedir. Kimisi o gelenler bizimkiler seninkiler değil dercesine
yanındaki köpeği pataklar. Bir sevinç fırtınası eser barınakta kimisi
kapatıldığı tel kafesin kapısına kadar koşup koşup döner, kendilerini almaya
gelenleri görmek için çırpınırlar irili ufaklı köpekler sevinç çığlıkları
birbirine karışır, ama kimse gelip onları oradan almaz. Gelenler gittiğinde
arkalarından son bir kez bakıp hüzünle tellerin arkasındaki köşelerine
çekilirler.
Böyledir belediyelerinköpek bakımevleri, oradaki insanlara biyolojik olarak en yakın bir büyümeyençocuk zekasına sahip canlılardır. Bizlere bağlanırlar, severler, özlerler,
üzülürler bunu insanoğlu anlamak istemez. Bakımevinde görevliler ise köpeği
öldürürler.
Sebep içlerinden birinin,
belediye veterinerlerinin hayvanlara aşı yapmaması ve bakımsızlık yüzünden
kuduz gözükmesidir.
Bir insan da bulaşıcı
hastalık görüldüğünde tüm mahalledekileri öldürelim mi ?
Bu belediyeye yakışır mı
bölgenizde bir bakımevi varsa gidip bakın Nazi Almanya’sındaki bir ölüm kampı
gibidir. Çoğu aklı sevgisi olan canlıları toplayıp tellerin arkasına kapatmak
onlara yardım için değil onları sevmeyenlere ve istemeyenlere hizmet içindir.
Gözleri bakımevinin kapısında öğle beklerler onları, bir gelen olduğunda sevinç
çığlıkları atılır. Küçük kaniş takla numarasını yapar, setter durduğu yerde
zıplar, kangal kırması çıkış kapısına doğru koşup koşup döner; ama onlar
insanoğlunun merhametsizliğinin farkında değildirler.
Bir gece o kapıdan canavar
girer içeriye insan kılığında………..
ALINTIDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder